Hipertansiyon tedavisine etkin antihipertansif ilaçlar kullanarak düşük doz monoterapi ile başlanmalıdır. Monoterapinin etkili olmadığı durumlarda Accuzide endikedir. Accuzide’in günlük dozu sabahları bir tablettir.
ACCUZİDE İLE KONTROL ALTINA ALINAMAYAN HASTALARDA ACCUZİDE DOZU YÜKSELTİLMEMELİDİR. Gereken durumlarda tedaviye ayrı ayrı ilaçlarla devam edilmelidir. Günlük doz 20 mg kinapril+25 mg hidroklorotiyazidi aşmamalıdır. Ağır böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi dakikada 30 ml’nin altında olanlar) Accuzide kullanılmamalıdır. Böbrek fonksiyonları orta derecede kısıtlanmış hastalar (kreatinin klerensi 30-60 ml/dak.) ve yaşlı hastalarda kinapril dozunun azaltılması gerekli olabilir. Sirozlu hastalarda, kinaprilin ilk geçiş sırasında daha düşük oranda metabolize edilmesine bağlı olarak kinaprilatın plazma konsantrasyonu daha düşüktür.
Doz Aşımı Aşırı dozda kullanım süresine bağlı olarak aşağıdaki belirtiler görülebilir: Persistan diürez, ağır hipotansiyon, bilinç bulanıklığı (komaya dek varabilen), bradikardi, kardiyovasküler şok, aritmi, konvülsiyon, parezi, paralitik ileus, elektrolit denge bozukluğu, böbrek yetmezliği. Dil, glottis ve/veya larinksi kapsayan hayatı tehdit edici nitelikteki anjiyonörotik ödemde aşağıda belirtilen önlemler acilen uygulanmalıdır:
Doz aşımı ya da entoksikasyonda, terapötik önlemler ilacın alınma şekli ve zamanı yanında semptomların türüne ve şiddetine göre de değişir. Accuzide’in eliminasyonuna yönelik genel önlemlere (Accuzide alımını takip eden 30 dakika içinde mide lavajı uygulanması, adsorban ve sodyum sülfat verilmesi gibi) ek olarak hayati parametreler yoğun bakım koşullarında izlenmeli ve düzeltilmelidir. Kinapril ve hidroklorotiyazid, diyaliz ile önemli ölçüde uzaklaştırılamaz. Hipotansiyon mevcutsa, ilk önce izotonik sodyum klorür ve sıvı replasman tedavisi uygulanmalıdır. Yeterli yanıt alınamazsa intravenöz yoldan katekolamin verilebilir. Anjiyotensin II tedavisi denenebilir.
Tedaviye dirençli bradikardi durumunda “pace-maker” uygulanmalıdır. Su, elektrolit, asit-baz dengesi yanında kan şekeri ve idrarla atılan maddelerin konsantrasyonları sürekli izlenmelidir. Hipokalemi durumunda potasyum desteği gereklidir.