İçinde bulunduğumuz yaz mevsimi bir çok güzelliğin yanı sıra maalesef çocuk yaralanmalarının en sık görüldüğü mevsimdir. Düşmeler ve trafik kazaları çocuk yaralanmalarının en önde gelen sebebidir. Tüm yaralanmaların %15‘i kas ve iskelet sisteminde görülür.
Travma geçirmiş çocuğun değerlendirilmesi güçtür. Yaralanma birden fazla yerde olabilir. Çocukla iletişim kurmanın zorluğu sebebiyle bazı kırıklar gözden kaçabilir.
Kaza geçiren çocukta öncelikle solunum,dolaşım sistemleri muayene edilir. Kas-iskelet sistemi muayenesinde boyun yaralanmaları, eklem çıkıkları ve kırıklar ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Çocuğun iskelet sisteminde aşikar bir deformite, anormal bir hareket olup olmadığına bakılır. Kırık olan bölgede hareket ettirememe söz konusu olabilir. Ciltte yara olup olmaması, olmadığı tedavide önem taşır. Nazikçe yapılan bir muayene ile en hassas bölge tespit edilir. Kırıktan daha uç kısmın duyu, hareket ve dolaşım muayenesi yapılarak kırığın damar ve sinirlere zarar verip vermediği kontrol edilir. Bu muayene özellikle dirsek bölgesi kırıklarında çok önemlidir. Parmak hareketi, parmaklardaki duyu ve nabız kontrolüyle damar,sinir yaranması hakkında fikir sahibi olunur.
Travma geçirmiş çocukta muayeneden sonraki en önemli araç röntgen değerlendirilmesidir. Çocuklarda epifiz denen kemiklerin büyüme bölgeleri röntgen değerlendirilmesinde zorluğa sebep olabilir. Bu durumda özel değerlendirme teknikleri kullanılır. Çocuklarda travmanın öyküsü çok dikkatli alınmalıdır. Ne yazık ki bazı ciddi problemler basit bir düşmeye bağlanarak o hastalığın teşhis ve tedavisini geciktirebilir. Basit bir düşmeye bağlanan kalça ağrısı, aslında kalça eklemi iltihabına, hatta kalça bölgesi tümörüne bile işaret edebilir. Unutulmamalıdır ki travma sonucu oluşan basit zedelenmeler bir kaç gün içinde iyileşir. Anne baba çocuğun devam eden ağrı ve aksama şikayetini ciddiye almalıdır.
Çocuklarda bağlar kemiklerden daha güçlüdür. Bu yüzden yetişkinlerde bağ yırtığına neden olan bir burkulma çocuklarda kırığa sebep olabilir. Bu yüzden diz ve ayak bileği burkulmaları önemsenmelidir. Çocuklarda en sık görülen kırıklar el bileği ve dirsek kırıklarıdır.
Çocuklarda eklem kıkırdaklarında olan yaralanmalar da önem taşır. Eklem yaralanması bir kıkırdak parçasının kopup eklem içine dönmesi ile sonuçlanabilir. Çocuk kemikleri erişkin kemiklerine göre belirgin farklılık gösterir. Çocuk kemiği çok daha esnektir. Periost denen kemik zarı kalındır. Kırığın parçalı olması nadir olur. Kaynama erişkine göre çok daha hızlıdır. Çocuk kemiğindeki bu farklılıklar sebebiyle çocuklara has bazı kırıklar vardır. Kemik zarının sağlam kaldığı kırıklara yeşil ağaç kırığı ve torus kırıkları örnektir. Bu tip kırıklarda çocuk çok az ağrı duyar. Kemikte ezik şeklinde kırık görülür. Bebek kemikleri kırılmadan eğrilebilir. Bu tip kırıkların röntgenleri dikkatle incelenmelidir. Çocuk kırıkları yetişkinden farklı olarak çoğu zaman kırığın düzeltilmesi ve alçı tedavisi ile kolayca iyileşebilirler. Kırıkta oluşan hafif açılanmalar kemiğin büyümesi esnasında remodele olarak düzelir (remodelasyon).
Kemiğin iyileşme hızı çocuğun yaşına ve kırığın yerine bağlıdır. Çocuk ne kadar küçükse kırık o kadar hızlı kaynar. Örneğin, yetişkin birinde 3-4 aydan önce kaynamayan uyluk kemiği kırığı yenidoğan bebekte 2-3 haftada kaynayabilir.
Çocuklarda ameliyat gerektiren kırıklar da vardır. Özellikle ayrılmış dirsek bölgesi kırıkları çocuklarda ameliyatla tedavi ettiğimiz kırıklardır. Çocukların epifizyoliz diye adlandırdığımız büyüme bölgelerinin kırıkları da özellikle önemli kırıklardır. Büyüme kıkırdaklarının zedelenmesi daha sonraki kemik kısalık ve eğriliklerine sebep olabilir.
Açık kırık dediğimiz ciltteki yaralanmalar ile birlikte olan kırıklarda tedavi önem taşır. Bu tip kırıklarda tedaviye antibiyotik ilaçlar,tetanoz aşısı eklenmeli ve yara temizliğine özen gösterilmelidir. Unutulmamalıdır ki burada gelişecek bir iltihab ciddi bir problem olan kemik iltihabına(osteomiyelit) yol açabilir.
Çocuklarda bağlar kemikten daha sağlam olduğu için çıkıklar çok nadirdir. En sık görülen çıkık dirsek bölgesinde “dadı çıkığı” olarak adlandırılan yarım çıkıktır. Özellikle 1-4 yaş arasında çocuğun kolundan hoyratça çekilmesi ile oluşur. Çocuk elini oynatamaz ve ağrısı vardır. Aile bu durumda telaşla hekime başvurur. Basit bir meniplasyonla çocuğun bu çıkığı yerine konur ve ağrısı geçen çocuk elini kullanmaya başlar. Aileye de çocuğun elinden çekerken dikkatli davranması öğütlenir.
Kırık sonrası alçı tedavisinden sonra hastanın takibi oldukça önem taşır. İlk gün aile alçılı uzvun parmaklarında şişlik, morarma gibi dolaşım bozukluğu işaretleri konusunda dikkatli olmalıdır. Alçı içindeki kanama ve şişlik o bölgeden geçen damarı sıkıştırıp dolaşımı bozabilir. Bu durumda alçı süratle gevşetilir.
Kırığın iyi pozisyonda olup olmadığı da çekilen röntgenlerle izlenir. Röntgenlerde kaynama tespit edilince alçı çıkarılır ve hareket başlanır. Çocuklarda alçı sonrası hareket kısıtlılığı nadir olur. Bu durumda Fizik Tedavi gerekebilir.
Çocuğunuz kaza geçirirse
Kaza geçiren bir çocuğun ailesi paniklemeden sakin bir değerlendirme yapmalıdır. Çocuğun nefes alıp vermesi normal, bilinci açık olup olmadığı kontrol edilmelidir. Çocuğun kol ve bacağı gibi bir bölgesinde ağrı, şişlik, şekil bozukluğu, hareket ettirememe gibi bir durum varsa bu bölgede kırık olabileceği düşünülmelidir. Bu durumda bu bölge fazla sıkılmadan basit karton gibi bir cisimle hafifçe sarılıp çocuğun ağrısı azaltılmaya çalışılır. Yaralanan kol veya bacak yüksekte tutularak şiş önlenmeye çalışılır.
Ardından süratle hastaneye başvurmalıdır. Unutulmamalıdır ki kırıklar ve çıkıklar sonrası yapılan tedavi ne kadar kısa sürede olursa tedavi şansı o kadar yüksektir. Maalesef çok az olmakla birlikte ülkemizde halen hekim olmayan kimselere gidilip cahilce uygulamalar yapıldığı ve çocuklarda kalıcı sakatlıkların oluştuğu gözlenmektedir. Aile dikkatli olmalı ve mutlaka bir ortopedi ve travmotoloji uzmanına başvurmaldır.