Obsesyon Nedir, Dini Obsesyon Hastalığı Tedavisi
Obsesyonlar; Hurafelere inanan kimselerle, psikiyatride “Obsesif kompulsif” adını verdiğimiz kişilik bozukluğu taşıyan hastalar arasında büyük benzerlikler vardır. Ciddi bir tedaviye ihtiyaç duyan bu hastalar, mantıksız yani kabul edilebilir sebeplere dayanmayan gereksiz ve faydasız birtakım hareketleri tekrarlar dururlar. Bu hareketleri yapmakla, kendilerini gelecek tehlikelerden koruduklarını zannederler.
Hâlen kendisiyle meşgul olduğumuz, 20 yaşlarındaki genç bir kız hastam buna tipik bir örnektir. Başkalarını üzmekten çekinen, herkesin iyiliğini düşünen hastam, son yıllarda önüne geçemediği bazı korkular geliştirmişti. Bir çocuk mu gördü; mutlaka onun için iyi şeyler düşünmeliydi. Eğer kötü şeyler düşünürse, ileride bu düşüncelerinin tahakkuk edeceğine, meselâ çocuğun öleceğine inanıyordu.
Hastamı kontrole tâbi tuttuğum zaman şu kişilik özelliklerini taşıdığını ortaya çıkarmıştım:
Aşırı kararsızlık.
Olayların muhtemel bütün olumlu ve olumsuz yönlerini sıralama, bu yüzden karar verememe, yâni erteleme.
*Kılı kırk yarar derecede zor beğenme.
* Yaptığı bir işin iyi olup olmadığından emin olamama. Evham ve kuruntularla meşgul olma.
Ayn kişilik özellikleri, hurafelere inanan insanlarda da görülmektedir. Genç hastam, “çamaşır yıkarken iyi şeyler düşünmem lâzım” diyordu.
“Niçin ” sorusuna verdiği cevap şuydu:
“Eğer kötü şeyler düşünürsem; yıkadığım çamaşırları giyenler bu kötü düşüncelerim yüzünden zarar görürler.” Bu tersten işleyen mantık hayatının her safhasını işgal etmişti. Alışverişte, seyahatte, ev işlerinde, derslerinde kötü düşünceleriyle boğuşmaktan yorgun düşüyor; asıl görevlerini yapamıyordu.
Kendisini mantıklı düşünmeye davet ettiğimiz zaman yaptıklarının saçma olduğunu kabul ediyor, fakat önüne geçemediğini söylüyordu. Hastama, bu düşüncelerin mantığa, akla, din ve ilme ters düştüğünü telkin ile birlikte ilâç tedavisi uyguladım. “Hastalığın üzerine gitme” metoduyla ona güven verdim. Aklına kötü düşünceler mi geliyordu; gelsindi. Bekleyecek, bunların tahakkuk etmediğini görerek kendisine güveni artacaktı.
Tedricî bir şekilde tedavi tesirini gösterdi ve hastamız normal faaliyetlerini sürdürmeye başladı. Bu vaka, bir uç örnektir. Belirtileri açık olmayan ve bize intikal etmeyen pek çok örneklerine cemiyetimiz içinde rastlamak mümkündür. Hurafelere inanan ve bunları yerine getirerek isteklerine kavuşacaklarını zanneden kimseler işte bu tip insanlardır.