Kisa Bilgi : Zaman zaman ebeveynler bu soruyu kendi kendilerine mutlaka sormuşlardır. Yani ‘bizim ailede böyle bir kimse yok. Allah aşkına bu çocuk kime benzedi? ‘ sorusunu.
Tabi bu soru ve endişe çocuk yaramazlık, tembellik, saldırganlık ve düzensizlik yaptığında sorulur. Olumlu davranışlar sergilediğinde sahiplenilen çocuk, maalesef diğer hallerde yalnız bırakılır. Ya sahip çıkılmaz ya da ailenin en sevilmedik ya da gereksiz olarak adı çıkmış şahsiyetine benzetilir. Hâlbuki çocuk terbiyesini öncelikle anne-babasından alır. Daha önce de dediğimiz gibi ilk öğretmen anne- baba, ilkokul ise çocuğun evidir. Geçen yazılarımızda; itici tutum ve yetkinci anne-baba tutumlarını işlemiştik. Bugün ise; otoriter (baskıcı) tutumu göreceğiz. Rabbimizden niyazımız zararın neresinden dönersek kâr oradadır hükmüyle hareket eden, basiret, hidayet, dirayet sahibi anne-babalardan olmayı yüce Mevlam hepimize nasip eylesin.
Otoriter Tutum
Çocukla tartışmadan, anlaşmadan, isteklerini dikkate almadan, anne-baba tarafından belirtilen kural ve emirlerin çok katı bir şekilde uygulanmasına ‘otoriter’ (baskıcı) tutum denir.
Otoriter anne-baba tutumunda korku kültürü hakimdir!
Bir araştırmada Doğulu ve Batılı öğrencilerin anne ve babalarının bir arada bulunduğu bir topluluğa şu soru sorulmuştur: ‘Çocuğunuzun girişimci ve özgüven sahibi olmasını mı istersiniz, yoksa itaatkâr ve sadık olmasını mı?’ Batı kültüründe yetişenler, çocuklarının girişimci ve özgüven sahibi olmasını istedikleri yönünde cevap vermişler. Doğu kültürüne sahip olanlarsa itaatkâr ve sadık çocukları tercih etmişlerdir. Bu araştırma kültürel kodlarımızla ilgili bir bilgi vermektedir:
İnsanlar neye önem veriyorlarsa çocuklarını farkında olmadan oraya yönlendiriyorlar. Çocuğun özgüven sahibi olması, girişimci olması aileler tarafından itaatkârlık ve sadakat aleyhine bir risk olarak düşünülebilir ama çocuğu ‘kuzu’ gibi yetiştirmek de doğru değildir. Çocuğu ancak ergenlik çağına gelinceye kadar kendimize bağlı tutabiliriz, daha sonra dış etkilere maruz kalması kaçınılmazdır. Çocuğun ilerleyebilmesi ve hayata atılabilmesi için riske girmesi, kendi kararlarını kendisinin vermesi, sorunlarını kendisinin çözmesi gereklidir. Çocuk bunları yapmazsa kendi kimliğini geliştiremez ve hayattan korkan, kaçan, her şeyi başkasına havale eden bir insan olur.
Baskıcı Aile Yaklaşımı
Çocuğun duygu ve düşüncelerini önemseme
1- İsteklerini mantıklı ya da mantıksız diye değerlendirme, dinleme; sürekli onu reddet.
2- Ona aşırı sert davran, korksun senden.
3- Cezalandır, gücünü görsün.
4- Sürekli her yaptığı işe karış, zaten sen olmasan hiçbir şey beceremez.
5- İnsafsızca eleştir onu; hiç iyi yanını görme, zaten var mı ki?
6- Toplum içinde utandır onu, gülünç duruma sok. Küçük düşür ki yaptıklarından ders alsın.
Otoriter anne-babalar, çocuğa sert, soğuk, asık suratlı ve kesin bir tavırla yaklaşırlar!
Bu tür davranışlar sergileyen anne-babalar çocuğa karşı hissettikleri sevgilerini, çocuk kendilerinin istediği gibi davrandığı zaman gösterirler. Çocuklarını şımaracağı endişesi ile uyurken severler. Çocukları ile etkileşimleri oldukça yetersiz ve serttir. Çocuğun duygularını, düşüncelerini ifade etmesine imkân vermezler. Çocuğu koymuş oldukları çok sayıdaki katı kurallara uyması için zorlarlar. Çocuktan kendilerine itaat etmesini ve emirlerini yerine getirmesini isterler. Çocuğun isteklerini ve beklentilerini dikkate almazlar. Eğitimde sık sık cezaya yer verirler. Çocuğun en ufak bir yaramazlığı ceza ile sonuçlanır. Bazı anne-babalar, çocuğu, dayak gibi fiziksel cezalarla, bazıları suçlama, ayıplama, utandırma gibi duygusal cezalarla, bazıları da sevdiği etkinliklerden alıkoyma gibi ayrıcalıklardan yoksunlaştırarak cezalandırırlar.
Otoriter anne-baba tutumunda, çocuk üzerinde aşırı baskı ve sıkı bir disiplin mevcuttur. Anne-baba, çocuğa ‘Kavga etmeyeceksin’, ‘İyi geçineceksin’, ‘Öyle yapmayacaksın’, ‘Neden öyle yaptın’ gibi sözlerle suçlayarak, emirler vererek susturmaya sindirmeye çalışırlar.
Baskıcı tutumda iki çocuk tipi ortaya çıkar;
Ya size baş kaldıracak…
1- Sinirli, asabi, saldırgan ve öfke patlamaları yaşayan,
2- Yardım duygusu ve merhametten uzak,
3- Başkalarına karşı (özelliklede kendinden zayıflara) düşmanca davranan,
4- Savunucu, suçunu kabul etmeyen ya da başkalarını suçlayan,
5- Yüzsüz,
6- Olumsuz ve itaatsiz yani otoriteye baş kaldıran,
7- Kendini kontrol edemeyen bir çocuk olur.
Ya da içine kapanık olacak…
1- Kendi duygu ve düşüncelerini ifade etmekten çekinen ve başkalarının isteklerine uymaya çalışan,
2- Kolayca ağlayan,
3- Duygusal kırıklıkları olan,
4- İçe dönük ve kapanık,
5- Pısırık,
6- Öz güven duygusu gelişmemiş,
7- Başkalarını memnun etmek için yaşayan, kendini hiçe sayan,
8- İstediğini söylemeye çekinen,
9- Utangaç ve sıkılgan,
10- Suçluluk duyan,
11- Sosyal aktivitelere katılamayan bir çocuk meydana gelmiş olur.