Kisa Bilgi : Doğum fizyolojik bir olaydır. Doğuma yapılacak her türlü müdahale işleyişini bozar. Hamilelere doğum için gerekli güven ortamı sağlanırsa birçok doğum kendiliğinden gerçekleşir….
Doğum konusunda bilinçlenen anneler, doğumun tıbbi bir sebep yokken tetiklenmesi konusunda çelişkiler yaşıyor. Doğumun kendi kendine başlamasını beklemek avantajlı mı ve doğumun başlatılması için gerçek tıbbi sebepler nelerdir gibi soruları Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Lamaze ve Hypno Birthing Hamile Eğitim Uzmanı Op. Dr. Hakan Çoker’e sorduk…
Op. Dr. Hakan Çoker, ‘Doğumda nelerin bebeğiniz ve sizin için iyi olacağından emin olmalı, doğum anında zamanın akışını lehinize çevirmelisiniz’ diyerek sorularımızı yanıtladı. Doğuma artık yönetilmesi ve müdahale edilmesi gereken tıbbi bir olay gibi yaklaşılıyor. Oysa doğum bedenimizin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirdiği, bedenimizin salgıladığı hormonların yönetiminde yapılan fizyolojik bir olaydır. Doğuma yapılacak her türlü müdahale işleyişini bozar. Hamilelere doğum için gerekli güven ortamı sağlanırsa birçok doğum kendiliğinden gerçekleşir.
DOĞUMUN TETİKLENMESİ İÇİN TIBBİ SEBEPLER
Bazı tıbbi sebeplerle doğumunuzun erken tetiklenmesi gerekebilir. Amerikan Kadın Doğum Uzmanları Birliği’nin önerileri aşağıdaki gibidir:
– Suların erken gelmesi ve uzun süre doğum eyleminin başlamaması.
– 42 haftayı geçen miat aşımı.
– Hamileliğin sebep olduğu yüksek tansiyon.
– Şeker hastalığı gibi anneye ait bazı hastalıklar.
– Rahim içi enfeksiyonlar.
– Bebekte gelişim bozukluğu.
ÖNEMLİ NOT: Sıralanan bu sebepler, sezaryen nedeni değil, doğumun yapay olarak başlatılması için gerekli tıbbi nedenlerdir. Bu aşamada ‘miat aşımı’ tanımının doğru belirlenmesi çok önemlidir. Miat aşımı, beklenen ortalama doğum tarihinin 2 hafta geçmesidir. 42 hafta dolmadan, tıbbi bir sebep yoksa doğumun tetiklenmesi önerilmez.
İRİ BEBEK Mİ DEĞİL Mİ?
Çalışmalar, iri bebek nedeniyle tetiklenen doğumlarda sezaryen oranının, bebeğin sağlığında herhangi bir iyileşme yapmadan, 2 kat arttığını gösteriyor. Ayrıca ‘iri bebek’ tanısını gerçek anlamda bebek doğmadan koymak mümkün değildir. Çünkü ultrasonografi, bu konuda güvenilir bir test aracı değildir. İri bebek tanısı konulan hamilelerden yüzde 70 gibi yüksek bir oranın, normal ağırlıkta bebekler taşıdığı ortaya konmuştur. İri bebek tanısı tartışılan bir kavramdır ve planlı sezaryen nedeni değildir. Normal doğumlarda bebeğin boynunun etrafında kordon dolanmasını çok sık görürüz ve bu durum ne bebeğin doğumu için bir engeldir ne de doğumun erken başlatılması için bir nedendir. Kordon dolanmasının en çok görülen etkisi, kasılmalar sırasında bebeğin kalp atışlarının bozulmasıdır. Bu durumda gerekli müdahalelerle devreye girilerek sağlıklı bir doğum gerçekleşir. Risksiz ve normal bir hamileliği olan kadında, tıbbi sebepler dışında uygulanacak doğum tetiklenmesinde şu sorunlar daha fazla görülüyor:
– Vakum veya forseps ile müdahaleli doğumlar.
– Sezaryen ameliyatı.
– Ateş, bebek kalp atışlarında bozulma, omuz takılması gibi problemler.
– Düşük doğum ağırlıklı bebekler.
– Bebeklerin yenidoğan bakım merkezinde yatırılması.
– Sarılık.
– Hastane yatış süresinin uzaması.
ULTRASON YANILTICIDIR!
Beklenen doğum tarihinin tespitinde ultrasonografi yanıltıcıdır. 38 haftalıkken planlı olarak doğurtulmak istenen bir kadının bebeğinin 36 haftalık olma ihtimali her zaman vardır. Yine çalışmalar gösterir ki, doğumun tetiklenmesi, sezaryen ihtimalini 2 kat arttırır. Sezaryen olma şansı ilk doğumlarda daha da fazladır. Rahim ağzını yumuşatıcı ilaçlar kullanıldığında sezaryen ihtimali daha da artar. Ayrıca hayatı tehdit eden bir komplikasyon olan ‘amniyotik sıvı embolisi’ doğumu tetiklenmiş hamilelerde 2 kat fazla görülür.
DOĞUM NASIL BAŞLAR?
Hamileliğin son haftalarında bedeniniz ve bebeğiniz sağlıklı bir doğum için son hazırlıklarını yapar. Özellikle ilk kez doğum yapacaklarda doğuma birkaç hafta kala bebek pelvise girer. Halk arasında bebeğin doğum kanalına girmesi olarak bilinen bu eylemi anne adayları da hissederler. Bu yerleşme sonrasında rahim ağzı yavaş yavaş yumuşayarak öne doğru değişime geçer. Son haftalarda hazırlık dalgaları olarak tanımlayabileceğimiz rahim hareketleri bu değişimi hızlandırır. ‘Braxton-Hicks’ olarak bilinen bu dalgalarla rahminiz artık ısınma hareketlerine başlamıştır. Bu hareketler sayesinde rahim ağzı gittikçe incelir, hatta bazılarında 1-2 santim açıklık oluşur. Doğumun nasıl başladığı hala tam olarak açıklığa kavuşturulamamıştır. Ancak çalışmalar, bebek dış dünyada yaşamak için gelişimini tamamladığında, bedeninden salgıladığı bazı maddelerle, annesinde doğum için gerekli hormonların salınmasını tetiklediği yönündedir. Birçok durumda doğumunuz, sadece siz ve bebeğiniz tam olarak hazır olduğunuzda başlar.
PSİKODRAMA İLE DOĞUMA HAZIRLIK KURSU
Op. Dr. Hakan Çoker’in 5 yıldan bu yana süren Doğuma Hazırlık ve Nefes Çalışmaları Kursu, bundan böyle Uzman Psikolog ve Psikodrama Eğitmeni Neşe Karabekir ile birlikte gerçekleşiyor. Dünyada da bir ilk olacak ve hamile eğitim tekniklerini kökten değiştirecek olan kursta, doğuma hazırlık çalışmalarının yanında psikodrama çalışmaları yapılacak. Anne-baba psikodramasının amacına gelince:
– Anneyle bebeğinin doğum öncesinde gerçek fiziksel buluşmasından önce karşılaşmasını sağlamak.
– Anneyi gebelik esnasında yaşanan endişelerden arındırmak.
– Doğum esnasında herhangi bir süreçte ortaya çıkacak olan eski, geçmiş gibi görünen ama geçmemiş olan travmaları ortaya çıkarıp dönüştürmek.
– Annenin kendinden önceki jenerasyonlarından gelen gebelik, annelik, doğum gibi süreçlerle ilgili kayıtlarındaki bilgileri farklı bir bakış açısıyla gözden geçirmek.
– Annenin kendi annesiyle ilişkisi ve kendi doğumuyla ilgili bildiklerini, daha çok bilmediklerini ortaya çıkarmak.
– Hem kendisinde hem de annesinde yaşanmış olan düşük, kürtaj, istenmeyen gebelikler ve farklı doğum hikayelerini ortaya çıkarmak.
– Annelik, kadın olma, kız çocuğu olma, eş olma gibi rollere yeniden bakmasını sağlamak.
– Gebelik esnasında kadın-erkek ilişkileri, cinsellik, aile içi ilişkiler gibi hem kendi rollerini hem de bebekle ilişkisini etkileyecek süreçleri paylaşmak.
2 gün boyunca süren kurs, sadece gebelerin katılacağı bir grup çalışmasıyla başlıyor ve eşli olarak devam ediyor. 2 Eylül 2010 Perşembe günü yapılacak olan çalışma 19.00-21.00 saatleri arasında sadece gebe katılımcılara açık. Dersler 4-5 Eylül günlerinde de, çiftlerin birlikte katılımıyla devam edecek.
HÜLYA YILDIRIM