Merkezi ya da çevresel sinir sisteminin hasar görmesi sonucunda ortaya çıkan ve 1994 yılında tanımlanan nöropatik ağrı, hastaların yüzde 40’ın da depresyona neden oluyor.
Hacettepe Üniversitesi Erişkin Nöromusküler Hastalıklar Araştırma Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Ersin Tan, merkezi ya da çevresel sinir sisteminin hasar görmesi sonucunda ortaya çıkan süreğen ağrı olarak adlandırılan nöropatik ağrının, hastalar tarafından batıcı, delici, saplanıcı, yakıcı, iğnelenme şeklinde tanımlandığını belirtti.
Hastalığın en olumsuz yanının, hastaların yaşamında yarattığı işlevsel, fiziksel, psikolojik, duygusal ve sosyal etkiler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tan, doktorların da yeni tanımaya başladığı nöropatik ağrıyı çekenlerin yüzde 70’inde depresyon, anksiyete ve uyku bozukluğu görüldüğünü söyledi.
Nöropatik ağrının, sinir sisteminin herhangi bir yerindeki probleme bağlı olarak ortaya çıkan fonksiyon kaybı olduğunu, sıklıkla görülen ağrının doktorlar tarafından teşhisinin zor olduğunu belirten Prof. Dr. Tan, şöyle dedi:
“Bu ağrı, her 10 kişiden birinde görülen ve oldukça yaygın ortaya çıkan bir ağrı türü. Bazı hastalar vücutlarına sürülen pamukla bile çok şiddetli ağrı çekiyor. Hastaların bir kısmı ağrı nedeniyle çalışamaz, yürüyemez, uyuyamaz, hatta giysilerin yarattığı yanma hissiyle giyinemez hale gelmektedir.”
DİYABETLİLERDE ÇOK SIK GÖRÜLÜYOR
Böbrek yetersizliği, çeşitli damar hastalıkları, alkolizm, bazı nörolojik hastalıklar, kanser, bel ve boyun fıtığı, zona gibi enfeksiyon hastalıklarının nöropatik ağrıya neden olduğunu belirten Prof. Dr. Ersin Tan, özellikle diyabetlilerde bu ağrı türünün sık görüldüğünü kaydetti.
Diyabetlilerin yüzde 51’inde sinir hasarı oluştuğunu bildiren Prof. Dr. Tan, her 100 şeker hastasından 15’inin nöropatik ağrı çektiğini ifade etti.
AYDA 5.5 GÜN İŞ KAYBINA NEDEN OLUYOR
Özellikle geceleri artan ağrıların uyku bozukluğuna, sosyal yaşamın aksamasına, depresyon ve gerginliğe yol açtığını belirten Prof. Dr. Tan, bu durumun hastalarda iş gücü kaybına neden olduğunu söyledi. Prof. Dr. Tan, ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, nöropatik ağrısı olanların ayda 5.5 gün çalışamadıklarını bildirdi.
Nöropatik ağrının yarattığı fiziksel, psikolojik, duygusal ve sosyal etkiler nedeniyle hastaların yüzde 40’ının depresyona girdiğini kaydeden Prof. Dr. Tan, büyük bölümünün uykusuzluk çektiğini ifade etti.
HEKİMLER HASTAYA İNANSIN
Doktorların nöropatik ağrıyla ilgili çok fazla bilgi sahibi olmadığını belirten Prof. Dr. Tan, ağrının teşhisinin de bazı zamanlarda zor olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
“Bazen hastaların muayenesinde herşey çok normal çıkabilir. Hastaya inanmak zorundasınız. Tüm testlerin normal olmasına rağmen hasta ayağım yanıyor diyorsa tedavi etmelisiniz. Hastanın ayaklarında yanma varsa geceleri şiddeti artıyorsa uyuşma, karıncalanma, yakıcı, şimşekvari ağrı oluyorsa hastaya nöropatik ağrısı
olduğunu söylemek lazım. Soru sorarak da hastanın nöropatik ağrısını teşhis edebilirsiniz.”
Prof. Dr. Tan, ellerinde ve ayaklarında karıncalanma gibi uyuşukluklar olan hastaların da doktora başvurmalarını istedi.
STANDART AĞRI KESİCİ ETKİLEMİYOR
Nöpopatik ağrının tedavisinin de çok yönlü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ersin Tan, ağrı ile birlikte, buna neden olan hastalığın ve hastalarda oluşan, depresyon, uykusuzluk ve konsantrasyon güçlüğünün de tedavi edilmesi gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Tan, tedavide standart ağrı kesicilere yer olmadığını belirterek, “Boşa kürek çekmiş olursunuz. Nöropatik ağrının tedavisinde hiçbir zaman basit ağrı kesicilerin yeri yoktur” diye konuştu.