Kanserden Nasıl Korunulur, Kanserden korunma Yolları Yöntemleri
Kitapçığımızın başında kanser riskini artıran etkenleri sıralamıştık. Gözden geçirildiğinde, bu etkenlerin ancak bir bölümünden uzak kalabiliriz. Bunlar arasında ionizan radyasyon, bazı kimyasal maddeler ve gereksiz ilaç kullanımı sayılabilir. Diğer yandan bazı etkenlerden tümüyle kaçınmak olanak dışıdır. Örneğin gerilimli yaşam, çağdaş toplumların önemli bir sorunudur ve özellikle kentsel alanda tamamen uzaklaşmak mümkün .değildir. Bu takdirde önerimiz, her konuda aşırılıktan kaçmak olacaktır. Aşırı güneş ışınının, aşırı sıcağın, aşırı yağ ve protein ile beslenmenin hep dokuları yıpratıcı etkisinden söz ettik. Bu konulardaki en uygun öneri, alışkanlıkları dengeli düzenlemek olacaktır. Beslenme çeşitlerinde denge, çalışma düzeninde denge çok yararlı ilkelerdir. Alışkanlıklar arasında alkol kullanımının tadımlık kalması da yararlıdır. Sigara ise kullanılmaya başlandığında çoğunlukla ayarı kaçırılan ve kansorejen etkisi kesin bir zehirdir. Hiç başlanmaması veya tümüyle bırakılması en uygunudur.
Kanserin tedavisiyle uğraşan hekimler arasında yaygın bir görüş vardır: “Tedavi için harcadığımız çabanın onda birini genç kuşakların sigara içmelerini önleyici eğitimde kullansak, daha olumlu sonuç alırız.”
Kanserin önlenmesi için kişinin alacağı bu önlemlerin yanında, kamu yöneticilerinin de alması gereken önlemler vardır. Bunların arasında kentleşmenin düzenlenmesi, sanayinin kimyasal artıklarının ciddi bir şekilde kontrol altına alınması belli başlılarıdır. Toplumun bu yönde eğitimi ise sonuç açısından en etkin davranıştır. Bu çalışmaların söylemesi kolay, yapması güç olduğu belki doğrudur. Ancak işe bir yerden başlanması, gelecek bakımından şarttır. Kaldı ki, bazı önlemlerde çok basittir. Örneğin otobüs, kamyon egzoslarının üstten verilmesi kararı basit, fakat çok olumlu bir önlemdir.
Yaşam felsefesi bakımından hekimlerin tavsiye ettikleri sınırlamalardan, dengelerden sıkılan kişiler, bu tavsiyelere uyanların da hastalandığını belirterek, böyle bir dikkatin değmezliğinden bahsederler. Bu yönde güzel fıkralardan birini burada anlatalım. Fıkra olunca Karadeniz kökenliler daha meşhurdur. İşte bu yöredeki bir mezarlıkta bir mezartaşında şunlar yazıyormuş: “İçme dedun içmeduk, yeme dedun yemeduk, etme dedun etmeduk, ne oldi?” Doğanın değişmez sonucunu değiştirmek tabii mümkün değildir. Ancak bünyenin yazgısını, zeminini, diğer etkenlerden korumak mümkündür. O yazıtın cevabı “olacak daha geç oldi”dir. Hekimin görevi ve becerisi de daha uzun ve daha sağlıklı bir yaşamla sınırlıdır.