Yumurtalıklara (yumurtlama) ilişkin kısırlık faktörleri
Yumurtlama Bozukluğu
kadının çocuğunun olabilmesi için muhakkak yumurta üretmesi lazımdır. Bunun için insan vücudunda üç merkezin normal çalışması şarttır. Ayrıca vücutta çevre etkileri diyeceğimiz ikinci etkenlerin de yumurtlama olayını bozmaması lazımdır. Bu üç merkezi şöyle ele alabiliriz:
a) Hipotalamus: Beyinin alt kısmında 1.5×2 santimlik bir bölge.
b) Hipofiz bezi: Beynin altında özel bir kemik mahfaza içinde bulunan insan vücudundaki iç salgı bezlerine tıpkı orkestra şefi gibi hükmeden bez.
c) Yumurtalıklar (överler): Kadın rahiminin iki yanında bulunan ortalama, 2.5 x 3 santimetre boyutlarında 1 santimetre kalınlığında badem şeklinde hem hormon yapan hem de yumurtayı imal eden organlar.
Gelin şimdi bunların nasıl aralarında bir düzen kurarak yumurtayı oluşturduklarını görelim:
Kadında Yumurtlama, Kadınlarda Yumurtlama
Bir kız çocuğunda beyin gelişmesi tamamlandıktan, başka bir deyişle hipotalamus bölgesi tam oluştuktan sonra artık vücudun hormon ve yumurta yapan organlarına emir verebilecek hale gelir. Biz buna bulûğa erme (ergenlik) diyoruz. Zira kız çocuğu, bu andan itibaren hormon yapmaya ve âdet görmeye başlar ve ikincil seks organları dediğimiz organlarında gelişmeler başlar.
Hipotalamus beyin bölgesi, bu emirleri daha önce belirttiğimiz “hipofiz” bezine verir. Emir aracı olarak kullandığı norohormon dediğimiz bir maddedir ve hipotalamus bölgesi hücreleri tarafından üretilir. Bu maddeler son 30 yıl içinde anlaşılmaya başlanmıştır. Şimdiye kadar tanıdığımız hipofiz hormonlarını etkileyici, onları salgılayıcı madde “gohodotropin riziling faktör” adını alır.
Son 15 yılda hipotalamusta süt hormonu salgılayıcı ve durdurucu maddeler olmak üzere iki ayrı norohormon da tespit edilmiştir (Pro-laktin riziling faktör, Prolaktîn inhibe edici faktör).
Bu maddeler hepsi hipofize etki ederek ordan yumurtalıktaki yumurta yapımını ve döllendikten sonra da gebeliğin devamını sağlayacak hormonları çıkartmayı sağlarlar.
Hipofizdeki bu maddeler bugünkü bilgilerimize göre üç tanedir. Bir tanesi yumurtalıkta bir benzetmeyle buzdolabında duran ve kadının doğuşunda hazır olan yüzbinlerce yumurtadan birisini yuvasında oluşturacak FSH (folikül stümüle edici hormon) ikincisi de yumurta oluştuktan sonra onun yuvasından atılıp döllenmeye yollanmasını temin eden ve ayrıca gebelik oluşmuşsa gebeliğin sağlıklı devamını sağlayan LH (lutein hormon)’dur.
Süt hormonu dediğimiz prolaktin (PRL) de yumurtlama olayı için belli bir oranda muhakkak bulunmalıdır. Aksi takdirde yumurtlama olayı meydana gelmez, gelse de sağlıklı olmaz.
İşte hipotalamustan emir gelince hipofiz, yukarıda saydığımız FSH, LH, PRL hormonlarını üreterek yumurtaya haber yollar. Kan yolu ile bu hormonlar yumurtalığa başta da belirttiğimiz gibi emir getirirler. Bu emir, doğuştan mevcut yüzbinlerce yumurtadan bir tanesinin o âdet döneminde hazır olması emridir
Yumurta, 14-15 gün içinde döllenebilecek hale gelir ve yuvasında hazır olur. O esnada yumurtalık da yüksek seviyede kadınlık hormonu dediğimiz östrojen hormonu üretir.
Bu devreler tam âdetin ortasına rastlar (iki adet kanaması arasına) yuvasında hazır olan yumurta döllenmek üzere tüplere geçer, buna yumurtlama denir (ovulasyon).
Bundan sonra yumurtanın atılmış olduğu geri kalan yuvası (korpus luteum) gebelik hormonu dediğimiz progesteronu üretmeye başlar. Bu hormon eğer döllenme olmuş ise, gebeliğin devamı için şarttır.
Âdet döneminin son 15 günü içinde o nedenle bu hormon kadının kanında yüksek seviyede mevcuttur. Eğer döllenme olmamışsa 15 gün sonunda bu hormonun yapımına ihtiyaç yoktur. Korpus luteum saf dışı olur. Yumurtalıklar yukarıdan gelen emirle artık yeni âdetin yeni yumurtasını hazırlamaya başlarlar.
İşte bir âdet boyunca kadınlık hormonunun östrojen, kadının kanında seviyesinin yükselmesi âdetin ikinci yarısında da gebelik hormonu kadının kanındaki seviyesinin yükselmesi bitmiştir. Biraz evvel belirttiğimiz gibi bu iki hormonu yoğun seviyede üreten korpus luteum saf dışı kalmıştır. Dolayısıyla iki hormonun da (östrojen, proges-teron) seviyeleri âdetteki başlangıç seviyelerine düşmüştür.
İşte bu hormon değişiklikleri, bir âdet süresince (28 gün) kadın üreme organlarında değişmeler yaparlar. Rahimin içindeki zarların bu hormonların etkisi ile (hormon seviyelerinin düştüğü an) olan değişimleri rahim zarının yüzeyel kısmının dökülüp dışarı atılması ile sonuçlanır (âdet kanaması).
Ancak her âdet kanaması o kadında o ay yumurtlama olduğu alameti için kesin değildir. Bazen kadınlarda yumurtlama olmasa da âdet meydana gelebilmektedir. Görüldüğü gibi önce kısırlık vakalarında yumurtlama olup olmadığı tespit edilmelidir. Eğer yumurtlama yoksa, nedeninin yukarıda belirttiğimiz hipotalamusa mı ait olduğu, hipofize mi ait olduğu, yumurtalığa mı ait olduğu yoksa bunların arasındaki ahenksizliğe mi ait olduğu veya vücutta bulunan diğer bozukluklarını bu çok hassas organizasyonları bozduğuna mı bağlıdır, araştırılmalıdır.
Kadın kısırlığında en önemli noktalardan biri yumurtlama olayıdır.; Normal yumurta yapamayan veya yaptığı yumurtayı gebelik için geliştirip hazırlamayan kadınların çocuklarının olmasına imkân yoktur. Kitabın diğer bölümlerinde de yer yer belirtildiği gibi yumurtlama olayı, beyin-hipofiz bezi ve yumurtalık arasındaki belli haberleşme ve anlaşma ile mümkün olan bir olaydır.
Beyin (hipotalamus), hipofiz, yumurtalık işlevlerini yapacak güçte değillerse veya aralarında telsiz-telgraf anlaşması gibi kurulmuş hormon ilişkileri yoksa o kadın yumurta yapamaz. Kadında yumurtanın meydana gelmesi için yumurtalık bezinin (över) oluşması lazımdır. Yumurtalık bezi olmayan veya hiç gelişmemiş olan kadınlarda yumurta oluşmasına imkân yoktur.
Normal teorik bilgilere göre, bir kadın her ay bir adet yumurta yapar, iki âdetin ortasına rastlayan günlerde (yani âdet başlangıcından 14-15 gün sonra) yumurta yapar ve bu yumurtanın döllenmeye müsait 36 saatlik bir zamanı vardır. Bu süre zarfında spermle karşı karşıya ge-lemezse hiçbir zaman gebelik söz konusu olamaz.
O halde düşünülürse bir kadın bir yıl içinde ortalama 11-12 tane yumurta imal edebilmektedir. Bu bilgilerin ışığı altında gebelik olayının zaman bakımından ne kadar güç teşekkül ettiği ortaya çıkar. Doğaldır ki, bu söylediğimiz teorik bilgilerdir. Pratikte her kadında muntazam her ay sağlıklı yumurta imal etmeme ihtimali de olabilir.