Stresle baş etme stresin verdiği zararları ortadan kaldırmak, stresi gelişme yolunda bir araç olarak kullanmak gibi iki amaca yöneliktir. Mutlak anlamda stressiz bir yaşam mümkün değildir. Ayrıca, tam anlamıyla stressiz olmanın bir stres kaynağı olduğunu da biliyoruz. Stres veren pek çok yaşamın içinde vardır. Öte yandan bazen stres verici etkenlerin bir bölümü başarı için gerekli olan dinamizmin ve gelişimin kaynağı olabilir.
Stres sırasında gösterilen bedensel ve psikolojik tepkilerin amaçları organizmayı korumak olduğu hâlde, bazen bireye zararlı olabilmektedir. Örneğin; silahlı biriyle karşı karşıya kalan insaın onunla mücadele edilmesi için bu duruma hazırlanması gerekir. Böyle bir durumda bedensel tepkiler, organizmayı koruyacak şekilde düzenlenir. Böbrek üstü bezlerinden adrenalin hormonu salgılanır. Bu da kandaki şeker seviyesini artırarak bireyin gereksinim duyduğu enerji ihtiyacını karşılar. Bunun yanı sıra sinemaya geç kalan veya işine yetişemeyen insanda meydana gelen stres de adrenalin salgılanmasına neden olur. Adrenalin hormonu kalp atışlarını hızlandırır. Tansiyonu yükseltir. Bu nedenle sık sık stresle karşılaşan insanın kalp ve damar sistemi ile denetleyici sistemleri durumdan olumsuz yönde etkilenebilir.
Organizmanın yaşamını sürdümesi uyum yapabilmesine bağlıdır. Çevreyi değiştirmek her zaman söz konusu olamayacağına göre kendimizi değiştirmemiz gerekir. Stres vericileri belki ortadan kaldıramayız; ama onlardan daha az etkilenmeyi, bedenimizdeki tepkileri değiştirmeyi öğrenebiliriz. Stresle baş etmek için bednsel, duygusal ve duruma bağlı yöntemlerden yararlanabiliriz.
Bedene Yönelik Yöntemler
Bu yöntemler, organizmanın gerginliğinin kırılmasını ve gevşemeyi amaçlayan yöntemlerdir.
Otonom sinir sistemi, irade (istenç) dışı çalışır. Bu sistem, birçok organın ve sistemin çalışmasını, işlevlerini düzenler. Bunlar arasında kalp vuruşu, solunum sayısı, kan basıncı, beden sıcaklığı, kas gerginliği gibi işlevler yer alır.
İnsan, belirli eğitim ve egzersizlerle söz konusu olan bu organların ve sistemlerin çalışmasını, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak kısmen de olsa bilincin denetimi altına alabilir Örneğin; belirli ölçüler içinde soluk almayı denetim altında tutabilir; havayı içinde tutma ve dışarıya verme süresini uzatıp kısaltabilir. Aynı biçimde kasların gevşemesini sağlayabilir.
En kolay gevşeme solunumla başlar. Bilinçli olarak yapılan solunum denetimi, kas gevşemesini ve otonom sinir sisteminin düzenli çalışmasını kolaylaştırır. Daha kolay solunum yapmayı sağlayan bedensel hareketler ve kasların gevşemesi; gerginliklerin, endişe ve kaygıların giderilmesinde kullanılan yöntemlerin başında yer alır. Yine bu teknikler stres belirtilerinin giderilmesinde, genel kaygı bozukluklarının, korkularının, saplantı ve takıntıların, panik tepkilerinin tedavisinde kullanılır.
İyi nefes ağır, derin ve sessiz alınan nefestir. Doğru alınan nefes, aynı zamanda damarları genişleterek kanın kılcal damarlara kadar taşınmasını sağlar, kanın akış hızını yavaşlatır.
Gevşemenin kolay ve çabuk yolla öğrenilmesinde biyolojik geri bildirim (biyofeedback)den yararlanılır. Biyolojik geri bildirim verileri, deriye bağlanan elektrotlar toplanır. Bu veriler insandaki öfke, korku, kızgınlık, endişe, sıkıntı vb. duygusal değişimlerin beden sıcaklığı, kas gerginliği, ter bezlerinin çalışması gibi istenç dışı çalışan işlevlere yansımasıdır. Bu yöntemle insan kendine yansıtılan bedensel işlevleri görüp yorumlar ve anlar. Nedenlerinin bulduğunda bunları isteği doğrultusunda denetleme alışkanlığı kazanır.
Ayrıca, düzenli egzersizler de gevşeme için gereklidir. Yapılan araştırmalar, organizmada fiziksel egzersizden sonra da serotonin salgıladığı ortaya koymuştur. Bu salgı, uyku sırasında beyinde salgılanan maddelerde aynıdır. Bu nedenle de dinlendirici rolü vardır.
Dengeli beslenmenin de stresle baş etmede önemli katkısı vardır. Tek tip gıdalarla beslenmek sağlığın bozulmasına yol açar. Sağlığın bozulması da yine bir stres nedeni olur. İdeal kiloyu korumak gerekir. Çünkü, aşırı zayıf veya kilolu olmak, hem organizmada yapısal bozukluklara hem de dış görünümle ilgili endişelere neden olur. Dolayısıyla insanı strese sokar.
Duygulara Yönelik Yöntemler
Yaşamdan alınan hazzı engelleyen etkenler, sadece içinde bulunulan olumsuz koşullar ve yaşanılan olaylar değildir. Bu olayları algılama ve yorumlama tarzı da çok önemlidir. ”Yarım bardak su”ya iyimser ve kötümser bakış farklıdır. Bardağa bakan iki kişiden biri ”yarısı dolu” derken diğeri, ”yarısı boş” diyebilir. ”işini kusursuz yapmak”, ”herkes tarafından sevilmek ve onaylanmak”, ”hiç kimseyi incitmemek”, ”mükemmel ilişkiler kurmak” gibi ifadelerle idealize edilen olumlu kişilik özelliklerinin tam olarakgerçekleşebileceğini düşünmek pek de akılcı değildir. Gereksinmelerin tam olarak giderilmemesi ya da beklentilerin, özlem ve umutların gerçekleşmemesi karşısında insanda hayal kırıklığı doğar. Bunun sonucunda da kaygı, suçluluk, kırgınlık gibi duygular oluşur. Bu olumsuz duygulardan kurtulmanın yolu, yaşamı ve olayları daha akılcı ve gerçekçi algılanamakla, aşırı iyimser ya da aşırı kötümser değerlendirmelerden kaçınmakla mümkün olabilir.
Olaylar, doğal ve toplumsal ortamda oluşur; ama psikolojik yapıda algılanır. Psikolojik yapıyı çocukluktan yetişkenliğe dek edinilen deneyimler, kazanılan alışkanlıklar, gelişen kişilik ve zeka düzeyi oluştur. İnsan, psiklojik yapısının temellerini bilmeli, insan olduğunu ve hata yapabileceğini unutmamalıdır. Olayların değerlendirilmesini akılcı bir biçimde yapabilmeli, amaca götürmeyen tepkilerini, akıllıca olmayan düşüncelerini değiştirmelidir.
Duruma Bağlı Yöntemler
İçinde bulunulan durumu iyi değerlendirmek çok önemlidir. Doğru zamanda, doğru yerde bulunmak ve doğru davranışı gerçekleştirmek insanın başarısını arttırır.
Stres yaratan bazı durumlar plansız, düzensiz koşuşturmalardan kaynaklanır. Zamanın ve işin planlanması ile daha kısa zamanda daha verimli iş yapılabilir. İnsanın her şeye yetecek zamanı yoktur. Onun için gerçekten gerekli ve zorunlu işlere zaman ayırmalı, bazı şeylerden vazgeçmelidir. Zamanı iyi kullanmak, insanın kendine zaman ayırma şansını artırır. Bu da insanı rahatlatır.
Olaylar ve durumlar karşısında esnek, iyimser ve güler yüzlü olmak, daima iyi ve olumlu düşüncelere sahip olmak, stresle baş etmenin etkin yöntemleridir.
Yoga ya da doğaya özgü meditasyon biçimleri ile orta derecedeki stres giderilebilir. Şiddetli vakalarda stresin nedenlerini ortaya çıkarmak ve gidermek için psikoterapi gerekli olabilir. Bazen de ortam değişikliği ya da yaşam koşullarının bir süre değiştirilmesi de tedaviye yardımcı olur.
Kişinin stres yaratabilecek durumları denetlemedeki başarısı ya da başarısızlığı, organizmanın tüm işlevleri üzerinde etkili olur. Strese karşı koyma yeteneği psikosomatik araştırmalarda büyük önem taşır.