Hipertansiyon Tedavisi, Yüksek Tansiyon Tedavi
Yüksek Tansiyonu Önlemenin Yolları, Tavsiyeler
Önlem, tedaviden daha yararlı bir yoldur
Tüm doktorlar, yüksek tansiyonlu hastalarına şu noktayı ısrarla vurgularlar: Eğer çok gerekli olduğu halde tedavi ihmal edilirse, hastalık hızla gelişir ve hiç hesapta olmayan tehlikeler kapımızı çalar. Ama tedavimizi gerektiği gibi yapar, önlemlerimizi en iyi şekilde alırsak, doktorumuzun yüzünü ciddi sıkıntılar nedeniyle hiç görmeden uzun yıllar yaşayabiliriz. Yüksek tansiyonda kullanılan ilaçlar, en iyi ilaç türü olan “koruyucu ilaçlar”dır.
Ne var ki, hastaların çoğu, koruyucu tedaviye yeterince önem vermemektedir. Çünkü henüz ciddi bir tehlike ile karşı karşıya kalmadıklarından, sevdikleri yiyeceklerden, zevk aldıkları alışkanlıklarından, örneğin sigara tiryakiliğinden kolay kolay vazgeçememektedirler. Oysa, “Nasıl olsa, şimdilik bir şeyim yok” düşüncesiyle önlemi elden bırakmak, o olmayan şeylere davetiye çıkarmaktır. O an için kendimizi çok iyi hissetsek bile, doktorumuzun koruyucu bir önlem olarak verdiği ve günde birkaç kez almamızı istediği hapları ihmal etmemeli; ilerideki tehlikeleri de düşünerek kullanmayı alışkanlık haline getirmeliyiz. Kulağa pek hoş gelmese bile yüksek tansiyon tedavisinin biraz fedakârlık istediğini ve ilaçla tedavinin yanı sıra bir de genel değerler olduğunu unutmamalıyız.
Genel değerler
Yüksek tansiyona karşı alınacak önlemler arasında en önemli genel değerler şunlardır: Bunalımdan ve gerilimden uzak durmak, kilo vermek, sigarayı bırakmak ve düzenli biçimde bedensel faaliyetlerde bulunmak. Her hastanın bu önlemlerin tümünü birden alması gerekmeyebilir.
Gerilimden ve bunalımdan uzak durmak
Mesai saatleri dışında ve hafta sonlarında yapılan işlerin artık bırakılması, aşırı yorgun insanlar için mutlaka gereklidir. Özellikle kısa süreler içersinde çok fazla iş yapmak zorunda kalan kişiler, bu zorunluluğun getirdiği gerilimden kolay kolay kurtulamamakta, sakinleşmekte zorluk çekmekte, son derece sinirli bir insan haline gelerek evde ailesine, işyerinde de arkadaşlarına karşı kırıcı olabilmektedir. Bu gerilimden nasıl kurtulabileceğinizi mutlaka düşünmeli, kendi kendinize yeni bir çalışma planı yapmalı, gerekiyorsa eşinizden ya da amirlerinizden konuyla ilgili öneriler almalısınız. Günümüzün işverenleri, yanlarında çalışan kişilerin sağlıklı ve mutlu insanlar olmalarını isterler ve onları yokuşa sürmekle bu isteklerine ulaşamayacaklarını da bilirler. Ama yine de patronunuzla bu konuda bir anlaşmaya yaramıyorsanız, işinizi değiştirmenin yollarını aramalısınız. Kuşkuşuz böyle bir kararı almak da kolay olmayacaktır. Hele gelirinizde bir azalma ya da bir başka kente, hatta bir başka semte taşınma, çocukların okullarını değiştirme gibi sorunlar da varsa durumunuz gerçekten çok zordur. Ama sağlığınızın da çok önemli olduğunu unutmamalı, buna göre bir çözüm aramalısınız. Gerekiyorsa sağlık kuruluşlarından alacağınız raporlarla, durumunuza uygun iş değişikliği yapılması için işyerinizde girişimde bulunmalısınız.
Mutsuz bir evlilik, iş durumundan çok daha önemli bir gerilim nedenidir. Çözümü ise çok daha güçtür. Eğer kesinlikle çözemiyorsanız, durumu sorun haline getirmek yerine olduğu gibi kabul etmek, geriliminizi azaltacak ve tansiyonunuzun aşırı yükselmesini önleyecektir. Ama yine de bu konuda yapılabilecek en iyi şey sorunun çözümüdür.
Fiziksel ve duygusal gerilim tansiyonu yükselttiğine göre, dinlenme ve rahatlamanın da yükselen tansiyonu düşürmesi gerekir. Çok dikkatli yapılan bilimsel incelemeler, bu yargının doğru olduğunu kanıtlamıştır. İngiltere’de yoga öğrenen yüksek tansiyonlu hastalar, zamanla gerilimlerinden kolayca sıyrılarak tansiyonlarının yükselmesini engellemeyi başarmışlar, hatta ilaç kullanmayı bile doktorlarının onayı ile bırakmışlardır. Bu kişiler, günlük yaşamın getirdiği gerilim ve bunalımlarla bir arada yaşamayı da öğrenmişlerdir. Dünyanın başka yörelerinde de bu tür tedavi yöntemleriyle ilgili çalışmalar sürmekte ve konu hızla güncellik kazanmaktadır.
Besin
Yediğimiz besinlerin türünü, genellikle alışkanlıklarımız saptar. Aşırı ızgara, gerektiğinden fazla tatlı, bol miktarda pasta, şişmanlığa giden yolun kilometre taşlarıdır. Gıda alışkanlığımızı kökten değiştiremediğimiz sürece, kilo almak çok kolay, kilo vermek ise hayli zordur. Birkaç hafta içinde, büyük ölçüde kilo verebilmek amacıyla, birdenbire her türlü gıdayı kesip atmak da büyük yanılgı olur. Bu çok tehlikeli yöntemin başarı şansı da yok denecek kadar azdır. Onun yerine, yağlar, şeker, bisküvi, pasta gibi bol kalorili gıdaları alıştığımız miktarların yarısı ya da dörtte biri oranında azaltmak, çok daha akılcı bir yoldur. Bazı durumlarda, şekerli besinler tamamıyla de bırakılabilir. Bir çoğumuzda, insana doygunluk hissi vermeyen yüksek kalorili meze ve çerezlerden bol miktarda yeme alışkanlığı vardır. Bu alışkanlığı bir yana bırakarak insana kolayca doyma duygusu veren katı maddeleri yememiz, vücudumuza daha az kalori girmesini sağlar.
Alkol
Alkollü içkilerde bulunan alkol, vücut tarafından yakıt olarak kullanılır, kalori değeri de şekerinki ile aynıdır. Eğer yanında bir de mükellef bir sofra varsa, içki aynı zamanda kilo almayı çabuklaştıran bir unsurdur. Vücuda giren besinin ve alkolün fazla gelen miktarı yağ olarak depolanır ve kilonun artmasına neden olur. Vücudumuzun, kullandığı enerjiden geriye kalan miktarı değerlendirebilmek için başvurabileceği başka bir yöntem yoktur. Yüksek tansiyonlu hastalar, fazla olmamak kaydıyla içki alabilirler. Bunun ölçüsü, günde bir şişe bira ya da bir kadeh viskidir.
Tuz
Vücuda hiçbir enerji vermeyen tuz, yüksek tansiyonla bir araya geldiğinde son derece geçimsizdir. Özellikle ailesinde yüksek tansiyonlu kişiler bulunanlar, aşırı tuzdan mutlaka kaçınmalıdır. Böbrekleri düzenli bir biçimde çalışan, ilerlememiş durumdaki yüksek tansiyon hastalarının aldıkları günlük tuz miktarı 15 gramı geçmemelidir. Daha ciddi durumdaki yüksek tansiyonlu hastalar, eğer böbreklerinde de bir bozulma varsa, günde yalnızca bir-iki gram tuz alabilirler. Tansiyonu çok yüksek olan bazı hastalara ise bir gramdan daha az tuz almaları tavsiye edilir. Unutmayın ki tuz, vücudunuza yalnızca sofra tuzu olarak girmez. Pastırma ya da lakerda gibi bazı besinlerde bol miktarda bulunur. Yukarıda verilen rakamlarda, besinlerdeki tuz miktarları da dahildir. Bu nedenle, tuz ve tuzlu besinlerden ne kadar alacağınız konusunda, doktorunuza kesinlikle danışmanız ve onun önerilerine göre hareket etmeniz gerekir.
Tuz lezzeti veren, ancak tansiyon hastalarına zarar vermeyen yapay tuzlar, bugün bazı eczanelerde satılmaktadır. Eğer tuzsuz yiyemiyorsanız, bunlardan yararlanabilirsiniz.
Sigara
Yüksek tansiyonunuz varsa, sigarayı bırakmanızı gerektiren sayısız nedenlerden biriyle de karşı karşıyasınız demektir. Günde içeceğiniz bir tek sigaranın bile zararsız olduğu söylenemez. Çünkü, tütünden kaynaklanan pek çok hastalık vardır. Kalp atardamarlarının tıkanması, damar sertliği, bronşit, akciğer kanseri, nikotinin yol açtığı ya da ilerlemesini hızlandırdığı sayısız hastalıktan birkaç tanesidir. Pipo, sigaraya oranla çok daha zararsızdır. Sigara ve puro ise, arada bir içilmiyorsa en az sigara kadar tehlikelidir.
İnsanların sigaradan kurtulabilmeleri için açılan kampanyalar, çok sınırlı da olsa, başarıya ulaşıyor. Bir yılda tüm dünyada tüketilen sigara miktarı, her yıl yüzde beş azalmaktadır. Bazı özel filtreler ve özel aromalı serinleticiler, tiryakilerin bu kötü alışkanlıktan kurtulmalarına yardımcı olurken bazı hükümetlerde sigara tüketimini kısıtlayıcı önlemler alma yoluna gitmektedir.
Bedensel etkinlikler
Bir yüksek tansiyon hastasının hiç ihmal etmemesi gereken koruyucu önlemlerden biri de bedensel etkinliklerdir. Bu etkinliklerden en iyi şekilde yararlanabilmek için, her gün düzenli biçimde yapılmaları gerekir. En az iki kilometre yürümek, bisiklete binmek, yüzmek, tenis oynamak, çok popüler olan yararlı bedensel etkinlikler arasında sayılabilir. Bunların içinde yürümek, en az bedensel çaba isteyenidir Bedensel etkinliklerimizi, soluğumuz kesilmeden ve bir yorgunluk hissetmeden nabzımız dakikada yüz kez atıncaya kadar sürdürebiliriz. Özellikle bu tur etkinliklere alışkın değilseniz, yorgunluk duymaya başladığınız anda bırakabilirsiniz. Zamanla alışkanlık kazandıkça etkinlik sürenizi de uzatırsınız. Hipertansiyon hastalarının büyük bölümü ile, kalp damarlarında tıkanma olanlar, bir trene ya da otobüse yetişmek, bozuk bir arabayı itmek gibi ani ve şiddetli güç isteyen işlerden titizlikle kaçınmalıdırlar. Çok ağır cisimleri de kaldırmamaları gerekir. Doktorunuz, sizin durumunuzu değerlendirerek, bedensel etkinliklerinizin niteliği ve niceliği konusunda öğütlerde bulunabilir. Sütçü yada postacı gibi kişiler, meslekleri gereği yeterince bedensel etkinlikte bulunduklarından, ayrıca çalışmaları gerekmez.