BROKOLİ
Kansere karşı bizi koruyan ve ömrümüzü uzatan müthiş bir sebze. Çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine birebir. Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, vitamin deposudur. Brokoli tutkunlarında ender olarak bağırsak ve akciğer kanseri görülür, kalp dolaşım hastalıklarına da pek fazla rastlanmaz. Kadınlarda göğüs kanserini önler. Göğüs kanserine ve spinabifida hastalığına karşı etkili. Brokoli bol miktarda, göğüs kanseri riskini azaltan ‘indole’ adlı bir madde içeriyor. İndole, göğüs kanserine neden olan östrojen bozukluklarını engelliyor. Ayrıca brokolinin diğer bir özelliği de, spinabifida hastalığını (doğuştan belkemiğinde son omurun kapanmamış olması) önlemesi.
HAVUÇ
Haftada beş kere yendiği takdirde Harvard’ın araştırmalarına göre kadınlarda kalp enfarktüsünü, felç tehlikesini yüzde 68 oranında azaltıyor. Günde iki havucun erkeklerde kandaki kolesterolü yüzde 10 oranında azalttığı görülmüştür. Her gün yenen bir havuç da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indiriyor. Havuçtaki Beta-Karotin de gözleri yaşlılığın getirdiği görme zayıflığından koruyor ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Mide ve bağırsak kanamalarını önler, kansızlığı giderir, anne sütünü arttırır, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir, idrar ve bağırsak gazlarını söktürür, ülserdeki şikayetleri giderir. Kansere karşı etkili olduğu gibi cildin kurumasını da engelliyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Beta karotin (kansere neden olan serbest radikallari durduruyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor) içeren havucun en büyük özelliklerinden biri içerdiği bu maddenin cildin kurumasını engelleyen A vitaminine dönüşebilmesi.
Kanser riskini azaltmanın en önemli ve kolay yollarından biri beslenmeye dikkat etmektir. Beslenme pozitif veya negatif olarak hem hastalık oluşumuna hem de oluştuktan sonra tedavisine etki ediyor.
Beslenme ile Dikkat Edilmesi Gerekenler
Alınan yağ oranı toplam gıdanın %25’inden az olmalıdır. Zeytinyağı gibi doğal olanı tercih edilmeli. Kızartma yerine buğulama, haşlama gibi pişirme yöntemleri tercih edilmeli. Böylece alınan yağ miktarı azalır ve yanmış yağın kanserojen etkilerinden korunursunuz.
Günlük beslenme miktarımızın %15’ini proteinler oluşturmalıdır. Aşırı protein alımı; meme, rahim, bağırsak, pankreas ve böbrek tümörlerinin gelişimini kolaylaştırır. Bu nedenle sürekli kırmızı et yiyen kişilerin kanser olma riski ayda bir kez kırmızı et yiyenlere göre 2,5 kat fazladır. Ancak protein yetersizliği de T-lenfositlerinin faaliyetlerini yavaşlatarak bağışıklık sistemini bozduğu için kanserlerin daha çabuk ilerlemesine sebep olur. Kırmızı et yerine balık, tavuk, hindi tercih edilmelidir.
Nitrat nitrite ve daha sonra da kanserojen bir madde olan nitrozamin’e dönüşür. Et ve türevi şarküteride bozulmayı önlemek için kullanılmaktadır. Bundan dolayı sucuk, sosis, salam gibi ürünlerden kaçınılmalıdır.
Bol miktarda çok iyi yıkanmış taze sebze ve meyve türetilmeli, günde en az 5 porsiyon… Satın alırken hormonsuz olanlara dikkat edilmeli. Asıl önemlisi, antioksidan olarak bilinen Beta karoten (A vitamini), C ve E vitamini, selenyum, çinko, manganez ve lifli besinler tüketilmeli.
Bilinen bu anti-oksidanların yanı sıra bilim adamları birçok güçlü anti-oksidan keşfetti.
Domatesin özellikle pişirilerek bol bol tüketilmesi çok faydalı, bazı tümörlerin oluşum riskini %50 azaltıyor. Zeytinyağı, sarımsak, kırmızı üzüm, yeşil çay, soya fasulyesi (soya tümör önleyici, büyümesini geciktirici, kemoterapi ve radyasyonun yan etkilerini azaltıcı ve hatta bazı tümörleri normale çevirici etkiye sahip), yağlı balığın içinde bulunan omega-3 yağ asitlerinin antioksidan özellikleri nedeniyle tüketilmesi gereken gıdalardır.
Fazla tuzlu ve şekerli yiyeceklerden mümkün olduğunca kaçınılmalı, özellikle tütsülenerek, tuzlanarak, turşu halinde saklanan gıdalardan uzak durmalıdır. Yapılan araştırmalar dondurarak saklama yönteminin tercih edildiği ülkelerde mide kanseri görülme sıklığının %64 azaldığını göstermiştir.
Baklagiller bolca tüketilmeli.
Her türlü konserve, ketçap, mayonez, hardal gibi veya kolalı içecekler gibi içinde zararlı olabilmesi muhtemel katkı maddeleri olan yiyeceklerden sakınmalı.
İnek sütünün kanseri engelleyici etkisi son bilimsel çalışmalarda ortaya konmaktadır. Ayrıca az yağlı süt ürünleri tüketimi ile bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi sağlanmaktadır.
Cox-2 inhibitörleri denilen bazı maddeler tümörü besleyen kan damarlarını engelleme yoluyla tümör savaşına girişirler. Bu maddelerin bulunduğu gıdalar; soya, biberiye (rosemary) üzüm ve havuç.
Genetik nedenlerle olan kanseri önlemek zor olsa da diğer sebeplere bağlı olarak oluşabilecek tümörleri bilinçli beslenme yoluyla önlemek kanser riskini %90 azaltıyor.