BİLİNÇLİ ÇİFTÇİLİK NASIL YAPILIR ?

Yazar:   Tarih:   Kategori: Alternatif Tıp 

Son yıllarda artan dışa bağımlılık nedeniyle ülkemizde yapılan zirai planlama önceki yıllara nazaran düşüş kaydetmiştir.

Ülkemizde üretilen yıllık sebze-meyve miktarı 1990’lı yıllarda 32 milyon ton civarında iken 2005 yılına gelindiğinde yıllık 43 milyon tona yükselmişti. 2003-2005 yılları arasında özellikle meyve üretiminde bir artış görülürken sebze üretimi önemli bir artış gösterememişti.

Bu rakam 2006 yılındaki kuraklık ve diğer sorunlardan ötürü (başta girdi maliyetlerindeki artışlar) 41 milyon tona, 2007 yılında ise 40 milyon tona düşmüştür. Dünya ölçeğindeki üretim göz önüne alındığında, Türkiye, dünyadaki toplam sebze meyvenin yüzde 4 civarında bir bölümünü üretmektedir.

Kuraklığın şiddetli bir biçimde kendini hissettirdiği 2006 yılında sebze üretimi bir önceki yıla göre yüzde 2.3 oranında azalmış ve yaklaşık 26 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Sebze ürünleri alt gruplarında üretim miktarları incelendiğinde 2006 yılında yumru ve kök sebzeler yüzde 9.5 oranında, meyvesi için yetiştirilen sebzeler yüzde 2.1 oranında azalırken, diğer sebzelerde yüzde 1.6 oranında artış yaşanmıştır. Yine 2006 yılında sebzeler grubunun önemli ürünlerinden domates yüzde 1.9, salçalık biber yüzde 1.6, dolmalık biber yüzde 1.8, kavun yüzde 3.3, karpuz yüzde 4.1, sakız kabak yüzde 1.9, pırasa yüzde 1.8 oranında azalmıştır. Hıyar yüzde 3.1, fasulye yüzde 1.6, sivri biber yüzde 4.2, havuç yüzde 1.7, baş lahana yüzde 2, ıspanak ise yüzde 1.8 oranında artış göstermiştir.

2006 yılında meyve üretimi ise bir önceki yıla göre yüzde 1.9 oranında artarak 15 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Önemli bazı ürünlerde oranla elma yüzde 22.1, armut yüzde 11.7, kayısı yüzde 46.5, erik yüzde 2.5 oranında azalmıştır. Kiraz yüzde 10.8, şeftali yüzde 8.4 oranında artmıştır. Zeytin üretimi ise bir önceki yıla göre önemli bir artış göstererek yüzde 47.2 oranında artış sağlamıştır. Yine turunçgil meyvelerden portakal yüzde 6.3, mandalina yüzde 10.7 ve limon yüzde 18.4 oranında artmıştır.

2007 yılında toplam 14.4 milyon tonu bulan meyve üretiminde ise elmada yüzde 22.8, kayısıda yüzde 21.2, armutta yüzde 12.1, vişnede yüzde 48.9 ve kirazda da yüzde 28.3’lük kayıplar yaşanmıştır.

Sebze üretimi ise toplam 25.6 milyon ton olurken bir önceki yıla göre azalmış, kuru soğan ve havuç dışındaki ürünlerdeki azalı özellikle dikkat çekmiştir.

Türkiye’nin, dünyanın önde gelen üreticilerinden olduğu fındıktaki azalma yüzde 19.8 olmuştur.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen, ülkemiz yıllık ortalama üretimi açısından bakıldığında fındık, incir, kayısı, kiraz, ayva ve narda dünyada ilk sırada bulunuyor. salatalıkta ve karpuzda dünya ikincisi, domates, patlıcan ve yeşil biberde üçüncü sırada yer almaktadır.

2008 yılında sebze ve meyve yetiştirilen bölgelerde kuraklığın geçen yılki kadar şiddetli olmaması, önemli don olaylarının yaşanmaması nedeniyle genel rekoltenin geçen yıla göre daha iyi olması beklenmektedir.

Üretim azalırken ihracatın artmasının anlamı ise şudur:

Yeni tesis edilen meyve bahçeleri tür ve standart olarak dünya standartlarını yakalar ve üretimlerini esas olarak dış piyasalara yönlendirirken, geleneksel meyve sebze üreticileri özellikle kuraklık, artan girdi fiyatları gibi rekabeti zorlaştıran koşullara ayak uyduramayarak üretimden ve piyasadan çekilmektedirler.

İhracat rakamının istenilen ölçüde olmamasının en başta gelen nedenleri ise, ihracatı teşvik amacıyla verilen primin düşük olması ve kimyasal kalıntı sorunudur.

Kimyasal ilaç ve gübre kullanımından doğan kalıntı sorununun giderilmesinde son yıllarda özellikle dış piyasaya gönderilen ürünler açısından önemli adımlar atılmıştır. Son bir kaç yıldır Rusya ile yaşanan sorunlar ise bu ülkenin kalıntı standartlarını AB ülkelerinin bile çok altında tutmasından kaynaklanmaktadır.

Türkiye’de zirai mücadelede 1250 çeşit ilaç kullanılıyor. Kanser vakalarının artışında, “pestisitler” adı verilen “tarım ilaçları”nın “aşırı”, “zamansız” ve “uygunsuz” kullanımının da büyük payı var. Tarım ilaçlarının doğru kullanımı için çiftçilerin eğitilmesi, periyodik denetimlerin yapılması ve ürünlerin tüketiciye ulaşmadan önce laboratuvar testlerinden geçmesi bir zorunluluk. Bitkilerdeki ilaç kalıntısı, kullanılan ilacın cinsine, çevre koşullarına, ilacın ayrışma süresine, bitkinin türüne, ilacın veriliş tarihi ile hasat zamanı arasındaki süreye bağlı olarak değişiyor. Kabul edilebilir kalıntı miktarları ülkeden ülkeye de farklılık gösteriyor. Belirlenen değerler genellikle yetişkin bir insanın vücut ağırlığı ve günlük ortalama tüketim miktarı baz alınarak saptanıyor. Oysa bu ağırlığın çok altında olan bebekler ve çocuklar, hem dokularının yetişkinlere göre daha hassas olması, hem bağışıklık sisteminin yeni kuruluyor olması, hem de yaş ve kuru sebze ve meyveyi daha çok tüketen grupta olmaları nedeniyle risk altında bulunuyor.

Türkiye’de sıkça yapılan bir diğer hata da ilaçların karıştırılarak uygulanması. Bu durumda, kalıntı süresi uzun ve kısa ilaçlar birbirine karışıyor. Sürekli ve ölçüsüz, zamanı iyi hesaplanmadan yapılan ilaçlama, tarım zararlılarının da direnç kazanmasına yol açıyor. Böylece zirai mücadele de başarısız oluyor.

Kimyasal kalıntıların giderilmesi çabaları üretimden başlayan ve ürün pazara çıkıncıya kadar devam eden bir süreç olmak zorundadır.

Bu yönde de son yıllarda kimyasal ilaçların reçeteye bağlanması ve ilaç, gübre gibi kimyasalların kullanımının üretim aşamasında denetlenmesi açısından önemli bir plan uygulama aşamasına gelmiş bulunmaktadır.

Bu konuda hazırlanan bir yönetmeliğe göre, her üreticiye bir barkod verilecek, üreticiler, gübre dahil üretimde kullandıkları her türlü ilaç ve kimyasalı kullanım tarihleri ile birlikte kendilerine verilen üretici defterine kayıt edecektir. Kayıtlar teknik elemanlar tarafından denetlenecektir. Getirilen kayıt sistemi, tüm üreticiler için zorunlu olacak, standartların üstünde kalıntı içeren sebze ve meyveyi üretenler ve üreticiye bu ilaçları satanların yanı sıra. bu ürünleri satanlar ve ihraç edenler de sorumlu tutulmaktadır. Üreticinin isteğe bağlı “serbest danışmanlık hizmeti” alması durumunda, üreticinin görev ve sorumlulukları serbest danışmanlık hizmeti veren kişi, kurum veya kuruluşa yerine getirilecektir.

Öncelikle pilot olarak seçilen 10 ilde (Antalya, Adana, Mersin, Bursa, Aydın, İzmir, Manisa, Hatay, Samsun, Trabzon) taze sebze ve meyvecilik alanında uygulanmaya başlanacaktır.

Uygulamanın kayıt dışı üretim ve pazarlama sorununa da önemli ölçüde çözüm getirmesi beklenmektedir.

Ayrıca, üreticinin zirai mücadele çalışmalarını teknik tavsiyelere uygun yürütmesi için kurslar düzenlenecek, hasat öncesi kayıt defterleri kontrol edilerek, kullanılan kimyasalları değerlendirmesi yapılacaktır. Kullanılan kimyasal maddeler tavsiyelere uygunsa defterlere “uygunluk” kaşesi vurulacak. Analiz ve kontrollerde beyan dışı uygulamaları tespiti halinde, sorumluluk üreticiye ait olacaktır.

Yönetmelik taslağı ile yaş sebze ve meyveyi perakende veya toptan satanlara ve ihracatçılara da sorumluluklar getirilmektedir.

Toptan ve perakende satıcılar ve ihracatçılar, ürün satın alırken kayıtları tutulmamış, il veya ilçe müdürlükleri tarafından kayıt defterine “uygunluk” kaşesi vurulmamış üreticilerden ürün almaları halinde sorumlu tutulacaklardır. Tüketicinin talebi halinde, üreticiden alınan uygunluk belgesinin bir sureti gerektiğinde gösterilecek veya muhafaza edilecektir.

En ÖNEMLİSİ Kuraklık ve Yüksek Maliyetler

Türkiye’de sebze-meyve üretimine hakim olan işletme yapısı küçük üretimdir. Küçük üretim, her ne kadar üretimin tabana yaygınlaştırılması ve küçük üreticiliğin geliri yüksek üretim türlerine yönlendirilmesi açısından olumlu özellikler taşısa da teknolojinin geliştirilmesi, maliyetlerin düşürülmesi, bilinçli ve yüksek hijyenik şartlara uyumlu üretimin gerçekleştirilmesi açısından dezavantajlar içermektedir.

– İşletmelerin genellikle küçük ölçekli olması üretim maliyetlerini yükseltmekte ve yeni teknolojileri takip etmelerini zorlaştırmaktadır.

– Üretici ve ihracatçılar yeterli örgütlenmeye sahip değildir.

– Kaliteli tohumluk, fide ve fidan kullanımı yaygın değildir.

-Toprak analizi yapılmadan bilinçsiz gübre kullanımı yaygındır.

-Üretimde kimyasal ilaç kalıntısı ve depolamadan kaynaklanan toksinlerin varlığı ihracatta engel oluşturmaktadır.

-Dış pazarın isteklerine uygun ürün çeşitleri ve standartları yeterince gelişmemiştir.

Ülkemizde son yıllarda artan kuraklığın yanı sıra girdi maliyetlerinde görülen ve genel enflasyonun dört-beş kat üstüne çıkan artışlar bu güçlükleri daha da artırmakta ve üretim düzeyini aşağı çekmektedir.

ÖNERİLER

Büyük Marketlerin Yarattığı HAKSIZ REKABET Önlenmeli; Rekabetin ortadan kalkmasında ise büyük marketler zincirinin son satış aşamasında kurduğu egemenlik önemli bir rol oynamaktadır. Bu noktada ya Halden çıkan malın üzerine konacak kar tıpkı komisyoncu karlarının belirli bir orana bağlanması gibi belirlenmeli ya da Üretici Birliklerine yasalarda tanınan haklar kullanılabilir hale getirilmelidir. Ancak şurasını da belirtmek gerekir: Üretici Birliklerinin çiftçinin ürününü pazarlayabilecek hale gelmesi mevcut durumda mümkün değildir. Bu ancak, Devletin destek ve katkılarıyla mümkün olabilir.

Kimyasalların Denetlenmesi Açısından Hazırlanmış Plan Süratle Uygulamaya Konulmalıdır;

Raporumuzun 3. Maddesinde belirttiğimiz hususları içeren ve kimyasalların denetlenmesini öngören önlemler ciddi bir biçimde öngörülen takvim içinde uygulamaya konulmalıdır.

Elektrik, Mazot, Su, İlaç ve Gübre Fiyatlarındaki Artış Sınırlandırılmalıdır;

Türkiye’de elektrik, su, mazot, ilaç ve gübre gibi girdiler, genel enflasyon oranının ortalama üç katı oranında artmaktadır. Son aylarda özellikle elektrik, mazot ve gübrede bu oranın bile üzerine çıkan artışlar yaşanmıştır. Buna karşılık, üretici fiyatları geçen yılla kıyaslandığında genel enflasyon oranının çok altında artmış, bazı durumlarda hiç artmamıştır. Bu durum üreticinin kazancını devamlı düşürmektedir. Bunun sonucunda daha az girdi kullanılarak yapılan üretimde verim kaybı yaşanmaktadır. Bu haksızlık giderilmediği sürece kuraklık olmasa bile üretim düşmesini önlemek güçleşecektir.

Kayıtdışı ve Kaçak Sebze Meyve Satışı Kayıt Altına Alınmalıdır;

Kayıtdışı sebze meyve satışı ülkemiz ölçüleri içerisinde bile “kabul edilebilir” boyutların çok ötesindedir. Kayıtdışılık, devletin vergi kayıplarını artırdığı gibi üreticiye ya da tüketiciye de bir fayda sağlamamaktadır. Ayrıca kalıntı sorununa karşı önlemlerin pazarlama aşamasına yoğunlaştığı ülkemizde kayıtdışı pazarlama halk sağlığını tehdit eden sonuçlar doğurmaktadır.

2010 şeftali ihracatı nasıl olurbilinçli çiftçilikbilinçli tarım nasıl yapılırbilinçli tarım nasıl yapılmalıdırbilinçsiz gübre kullanımıbilinçsiz ilaç kullanımı ve türkiyede yüzde kaç kullanıyorbilinçsiz ilaç kullanımı ve yüzde kaç kullanıyorçifçilik nasılçifçilik nasıl yapılırçifçilik ve nedenleriçifçiliknasılçifçilık nasılyapılırçiftçi hangi güçlüklernasıl kullanıyorlarçiftçiliğin faydalarıçiftçiliğin yararlarıçiftçilik bilinçli tüketmekçiftcilik faydalarıÇİFTÇİLİK NASIL YAPILMALIçiftçilik nasılçiftçilik nasıl yapılırçiftçilik ve faydalarıçiftçinin üretimini neden bilinçli tüketirizcifticilik faydalrıelmaya hangi ilaç verilirelmaya hangi ilaçlar verilirelmaya hangi ilaçlar zarar verirelmaya ilaçlamaELMAYA KAÇ ÇEŞİT İLAÇ VERİLİRfasulye nasıl ihracatı yapılırgenel sebze yetiştiriciliğigübre ihracatını nasıl yaparımkabaklara nekadar mazot yapilirkarliftiliknaslyaplrkayis ölcusu nasıl alınırkiraza ilaclama nasılyapılırkirazilaclarıkırk milyon nasıl yazılırmeyve ve sebzelerin bazı yıllarda fiyatlarının artması ve azalmasının nedenlerimeyvede ilaçlamameyvelere ilaçlama nasıl yapılırminecraft çiftçilik nasıl ypapılırsalçalık biberde tABan gübrelemesisamsun da sebze yetiştiriciliği nasıl yapılırsamsunda bulunan bitkiler ve sebzelersebze ve meyvelerin üretiminde kullanılan ilaçların yararlarısu nasıl bilinçli kullanılırsuyu nasılbılınçlıkullanırızturkiyede cifciliktürkiyede nekadar lahana ihracatı yapılıyorzirai ilaçların faydaları

BİLİNÇLİ ÇİFTÇİLİK NASIL YAPILIR ? adlı konuya yorum yapmak ister misin? Etiketler

*

*

Yorum yapmak ister misin?

Acilservis.pro - Hakaret, imla kurallarına uymayan ve konu ile alakasız yorumlar kesinlikle onaylanmayacaktır.