Aile planlaması, ailelerin bilinçli ve sorumlu bir şekilde istedikleri zamanlarda, istedikleri ve bakabilecekleri sayıda çocuk sahibi olabilmeleri için yapılan uygulamaların, verilen hizmetlerin tümüdür. Aslında, inferfilite yani çocuk sahibi olamama durumlarının teşhis ve tedavisi, kişilerin kendi üreme sistemleri ve sağlıklı cinsellik hakkında bilgilendirilmesi, cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesi, teşhisi ve tedavisi gibi konular da bu tanımın içine girmektedir. Fakat ben burada aile planlaması denince akla ilk gelen gebelikten korunma yöntemleri konusundan bahsetmek istiyorum. KadınMAG yazarı Dr. Selmin Çetin Doğan yazdı…
İstenmeyen, erken veya riskli gebeliklerden korunmak için kullanılan yöntemlere kuş bakışı bir göz atalım:
– Oral Kontraseptifler-Doğum Kontrol Hapları,
– Bariyer Yöntemler: Kondom (Prezervatif, Kılıf), Kadın kondomu, diyafram, servikal başlık, – spermisitler (spermlerin rahim boynuna ulaşmasına engel olan tablet ve kremler),
– Enjekte edilen doğum kontrol yöntemleri (ayda bir veya 3 ayda bir uygulanan enjeksiyonlar),
– Deri altına yerleştirilen implantlar,
– Rahim içi araçlar (Spiral),
– Cerrahi yöntemler (kadında tüplerin bağlanması, erkekte vazektomi),
Öncelikle dünyada en çok tercih edilen yöntemden, doğum kontrol haplarından; bahsedelim. Doğum kontrol haplarının içinde sentetik olarak üretilmiş 2 kadınlık hormonu vardır: Etinil östradiol ve progestin. Bunların yapısı, vücuttaki doğal hormonların yapısına çok yakındır.
Bu haplar gebeliği birkaç yoldan engeller:
1- Yumurtayı içinde taşıyan folikül’ün baskılanması, gelişmesinin engellenmesi,
2- Yumurtlamanın engellenmesi (temel etki budur),
3- Rahim ağzındaki salgıda değişikliğe neden olarak spermlerin ilerlemelerinin engellenmesi,
4- Rahim içindeki endometrium tabakasının yapısını değiştirerek embriyonun yerleşmesi ve büyümesi için elverişsiz bir ortam hazırlanması.
Hapların kullanımına başlarken, ilk hap adetin ilk 5 günü içinde alınmalıdır, böylece koruyucu etkisi de hemen başlar. Ülkemizde kullanılan doğum kontrol haplarında genellikle 21 hap vardır, her gün 1 hap alınır, aynı saatte alınması zorunluluğu yoktur fakat unutmadan hap alma alışkanlığının yerleşmesi için aynı saatte alma alışkanlığı edinilebilir. Paket bittiğinde 7 gün ara verilir ve 8. gün yeni pakete başlanır. Ara verildiği dönemde adet başlar. Artık hap kullanımı adetten bağımsızdır, düzen 21 gün hap al-7 gün ara ver şeklinde devam etmelidir. Etkinliği ve koruyuculuğu çok yüksek bir yöntemdir, doğru kullanılırsa %99.9’a varan oranlarda gebelikten korur.
‘Zaman zaman haplara ara vererek vücudu dinlendirmek’ diye bir şey kesinlikle gereksizdir; hiçbir doktor böyle bir şey önermez! Bu ancak halk arasında herhangi bir tıbbi nedene dayanmaksızın dillendirilen bir öneridir; altında ‘hormon içeren hap kullanıyor olmaktan dolayı sağlığının zarar göreceği’ endişesi yatmaktadır. Oysa doğum kontrol hapları tıp dünyasında en fazla araştırılmış konulardan biridir. Etkileri, yan etkileri çok iyi incelenmiştir, pek çok ağrı kesiciden bile daha güvenlidir.
Bununla birlikte, doğum kontrol hapları kullanmaya başlamadan önce bir sağlık kontrolünden geçmeniz önerilir. Bu kontrolde, hekim tarafından doğum kontrol hapları kullanmanızı engelleyecek bir sağlık riski olup olmadığı araştırılacak, hekim veya hemşire tarafından haplarla ilgili sormak istediğiniz tüm sorular cevaplanacak, yönteme içiniz rahat başlamanız mümkün olacaktır. Haplara devam ettiğiniz sürece hiçbir şikayetiniz olmasa bile yılda 1 kez doktor kontrolüne gitmelisiniz. Doğum kontrol haplarının yararlarında biri de bence budur; hastalanmadan doktora gitme alışkanlığı olmayan, bu nedenle hep ‘geç teşhis’ sıkıntısı yaşanan ülkemizde hap kullanıcıları ‘mecburen’ yılda 1 kez sağlık kontrolünden geçmektedir.
Doğum kontrol haplarını asla önermediğimiz hastalarımız vardır. Bunlar;
1- O sırada gebe olan veya gebelik şüphesi olanlar,
2- 35 yaş üstü olup günde 1 paketten fazla sigara içen kadınlar,
3- Migren teşhisi olan hastalar,
4- Teşhis konan veya şüphelenilen meme kanseri durumu,
5- Kan basıncı genellikle 16-10 ve üzerinde seyreden orta derecede ve şiddetli yüksek tansiyon vakaları,
6- Damar yapısı bozuklukları olan şeker hastaları,
7- Çeşitli kanama ve/veya pıhtılaşma bozukluğu hastalıkları,
8- Kalp-damar hastalığı olanlar,
9- Ağır karaciğer hastalığı olanlar,
10- Nedeni bilinmeyen anormal kanamaları olanlar.
Ayrıca, anne sütünün miktarını azaltabileceği ve tadını değiştirebileceği için emziren anneler doğumdan sonraki ilk 6 ayda doğum kontrol hapları kullanmamalıdır.
Bazı durumlarda ise daha yakın doktor takibi altında haplar kullanılabilir. Bunlar:
1- 35 yaş altı olup günde 1 paketten az sigara içenler,
2- Gebelikte sarılık geçirme öyküsü olanlar,
3- Düzenli tansiyon ölçümü yaptıran ve tansiyonu 15-10 ve altında seyreden hafif yüksek tansiyon hastaları,
4- Damar yapısında bozukluk olmayan şeker hastaları,
5- Ameliyat edilmiş ya da belirti göstermeyen safra kesesi hastalıkları,
6- Bazı hematolojik hastalıkları (Talasemi, Orak Hücreli Anemi) olanlar.
Doğum kontrol haplarının diğer doğum kontrol yöntemlerine kıyasla bazı avantajları vardır :
– Doğru ve düzenli kullanıldığında istenmeyen gebelikleri önlemede çok etkilidir,
– Kullanımının kolaydır, cinsel ilişkiyi etkilemez, gebe kalma kuşkusu olmaması cinsel hayatın daha sağlıklı yaşanması olanağı sağlar,
– Gebe kalmaya karar veren kadının tüm yapması gereken artık hap içmeyi bırakmaktır, bırakıldığında doğurganlık kısa sürede geri döner, doğum kontrol hapları kalıcı kısırlığa neden olmaz!
– Adetlerin düzenli olmasına yardımcı olur,
– Adet kanamasının süresini kısaltır ve miktarını azaltır. Böylece kadınlarda kansızlık hastalığı riski azalmış olur,
– Adet öncesi dönem şikayetlerini ve ağrılı adet görme şikayetini azaltır,
– Sivilce ve tüylenme şikayetlerini azaltır,
– Endometriyozis (rahim iç dokusunun rahim dışında bulunması), pelvik inflamatuar hastalık (rahim,tüpler ve yumurtalık bölgesinin iltihabi hastalıkları), yumurtalık kisti gibi bazı kadın hastalıklarının görülmesi olasılığını azaltır ve Çok önemli bir avantajı olarak endometriyum ve over kanserlerini azaltır.
Gördüğümüz gibi, doğum kontrol hapları sivilceye ve tüylenmeye neden olduğu zannedildiği halde tam tersine bu şikayetlere iyi gelmekte; ‘hormonlu, kanser yapıyor’ denildiği halde rahim içi dokusu ve yumurtalık kanserlerine karşı koruyucu etki yapmaktadır.