Depresyon ruhî çökkünlük halidir.Kişi, hayatın keyfini ve şevkini kaybetmiştir. Yaşama sevinci yok olmuştur. Kendine güveni azalmış, gelecek ümidi kaybolmuştur. Sıkıntılıdır, karamsar ve kötümserdir. Kederli ve üzüntülüdür.
Dünya Sağlık Teşkilâtı’nın istatistiklerine göre dünyada, her an 100 milyon kadar depresyonlu insan vardır. Son birkaç yılın verileri bu rakamın daha da artmakta olduğunu göstermektedir.
İşte dünyayı böyle saran depresyon için uzmanlar İslâmın temel ibadetlerinden olan namazı tavsiye etmektedirler. Üstelik bu uzmanlar müslüman da değildirler.
İngiliz Holistic Tıp Kurumunun (The British Holistic Medical Association) yayınladığı ve “Çağımızın Büyük Sağlık Sorunu: Depresyon” adıyla dilimize kazandırılan kitapta şöyle denmektedir: (shf. 135)
“Bedenen ve zihnen faaliyetlerinizi sürdürünüz. Bazı gerilim idmanları yapınız. Daha makbûlü, bedeni ve ruhu zinde tutan ‘namazdan’ yararlanınız. Hareket kabiliyetiniz çok az ise, olabildiğince idman yapıp hareket etmeye çalışınız.”
Kitabın ilerleyen sayfalarında ruhî denge için sükûnet ihtiyacının önemi belirtilmektedir. Dış çabaları durdurarak dinlenmek, biraz içe dönüp kendimizi dinlemek, sükûnetle daha derin yankılarla ümitlerini iç dünyadan gelecek değerleri yakalayabilmeye yönelmek; bu bizim tabiî hakkımızdır. Bu tarz bakış bize farklı bir görüş açısı kazandırır. Daha berrak düşünebilme, hislerin daha iyi yönlendirilmesi, kendimizle ve dış âlemle daha çok bağları kurabilmemze zemin hazırlar.
İşin ilgi çekici yönü, bu durum için başta gelen tavsiye yine namazdır. (shf. 215)
“Güçsüzseniz, başkalarına muhtaçsanız, bunu müsamaha ile karşılayarak Allah’ın takdiri olduğunu düşünün.” denilen kitapta, depresyonun çaresi olarak gösterilen namaz, aynı zamanda depresyona yakalanmamak için de bir çare olarak gösterilmektedir. (shf. 198)
Evet İslâmın beş şartından biri olan namaz, Peygamber Efendimizin (S.A.V.) “dinin direği”ve “gözümün nuru” buyurduğu şey idi.