ABD’de bir kadın nakil yapılana kadar domuzdan alınan karaciğerle yaşadı
Hayvanlardan insanlara organ nakli konusunda dünyada önemli çalışmalar yapıldığı, özellikle domuz üzerinde çalışıldığı bildirildi.
Memorial Hastanesi Genel Cerrahi, Organ Nakli ve Transplantasyon Bölümü Başkanı Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, bir program için geldiği Konya’da, Türkiye ve ABD’de bugüne kadar 45 bin ameliyat, 1700’ün üzerinde karaciğer nakli gerçekleştirdiğini söyledi. Organ naklinde dünyanın en büyük sorununun yeterli düzeyde bağışın yapılmaması olduğunu belirten Kalayoğlu, bu sorunun Türkiye’de daha ciddi boyutlarda olduğunu bildirdi. Kalayoğlu, organ bağışı konusunda Türkiye’nin Avrupa ülkeleri ve ABD’nin çok gerisinde kaldığını belirtti. Kalayoğlu, Çek Cumhuriyeti’nde 1905 yılında kornea nakliyle başlayan organ nakillerinin 1954’te böbrek, 1963’te akciğer, 1967’de kalp ve karaciğer, 1968’de pankreas ve kemik iliği, 2005’te ise total yüz nakliyle devam ettiğini söyledi.
Günümüze kadar organ naklinin inanılmaz gelişme gösterdiğini Türkiye’de böbrek ve karaciğer naklindeki başarı oranının yüzde 98’lere ulaştığını vurgulayan Kalayoğlu, şunları kaydetti: ”Karaciğer nakli, fıtık, apandisit ameliyatları gibi basit ameliyat oldu. Tıp çok hızlı gelişiyor. İnsanların organ yüzünden ölmemeleri için tıp yoğun çalışıyor. Hayvanlardan insanlara organ nakli konusunda dünyada önemli çalışmalar yapılıyor. Özellikle domuz üzerinde çalışılıyor. İnsan geni aşılanmış domuzlar üretiliyor. İnsana kalp, karaciğer ve böbrek gibi organ naklinde en fazla domuz üzerinde duruluyor. Çünkü domuz hem ucuza hem de çok üretilebiliyor. Hayvanlardan başarılı organ nakli için 15-20 yıl daha gerekiyor. Ama gelecekte olacağına inanıyorum.”
BİR KADINI 4 GÜN DOMUZ CİĞERİYLE YAŞATTI
ABD’de çalıştığı dönemlerde, bir kadın hastanın karaciğerinin iflas ettiğini ve bağış olmadığı için nakil yapılamadığını belirten Kalayoğlu, nakil yapılana kadar kadını domuzdan aldığı karaciğerle 4 gün yaşattığını anlattı.
Türkiye’de böbrek, karaciğer ya da kalp gibi nakil yapılabilen organlara bağlı ciddi rahatsızlığı bulunan 100 hastadan sadece 7’sinin kurtarılabildiğini dile getiren Kalayoğlu, ”100 kişiden 93’ü ölüyor, kimsenin kılı kıpırdamıyor. Kimsenin umurunda değil. Bu kadar kişi ölürken doktorların ve basının bir şeyler yapması gerekiyor. Halkı bağış konusunda bilinçlendirmeliyiz” dedi.
ABD ve Avrupa’da doğduktan sonra beyin ölümü gerçekleşen bebeklerden organ naklinin yoğun olduğunu belirten Kalayoğlu, ”Türkiye’de beyin ölümü gerçekleşen bebekten organ naklini hiç duymadım. Hastanelerde birçok ölüm oluyor ama bağış çok düşük” diye konuştu.