ERCİYES ÜNİVERSİTESİNDEKİ ARAŞTIRMACILAR, MİLLİ TAKIMDA GÖREV YAPMIŞ BOKSÖRLERİN KATILDIĞI ARAŞTIRMALARINDA EMEKLİ BOKSÖRLERDE, KAFA TRAVMASINA BAĞLI HİPOFİZDEN SALGILANAN BÜYÜME HORMONUNUN YÜKSEK ORANDA EKSİKLİĞİNİ İLK KEZ ORTAYA KOYDU -HORMONUN EKSİKLİĞİ, HAFIZA PROBLEMLERİ, EGZERSİZ PERFORMANSINDA AZALMA, VÜCUTTA YAĞ ORANINDA ARTIŞ GİBİ SONUÇLAR DOĞURUYOR -TIP LİTERATÜRÜNE GİREN ÇALIŞMA, ÜNLÜ BİLİMSEL DERGİLERDE VE DÜNYA KAMUOYUNDA GENİŞ YANKI BULDU -REKTÖR PROF. DR. KELEŞTİMUR: -”BOKSÖRLERDE HİPOFİZ FONKSİYONLARININ TARANMASI GEREKİYOR”
Erciyes Üniversitesindeki araştırmacılar, milli takımda görev yapmış boksörlerin katıldığı araştırmalarında, emekli boksörlerde, kafa travmasına bağlı olarak hipofizden salgılanan büyüme hormonunun yüksek oranda eksikliğini ilk kez ortaya koydu.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatih Tanrıverdi, TÜBİTAK ve Türk Boks Federasyonunun desteğiyle yürüttükleri ”Boksörlerde Hipofiz Bezi Fonksiyonlarının İncelenmesi” konulu projelerinin sonuçlarını AA muhabirine açıkladı.
Kafa travmalarının genç nüfusta sık görüldüğünü, trafik kazalarının sıklığı ve travma sonucu nörolojik ve fiziksel hasar oluşturduğunu anlatan Tanrıverdi, travmaların hem dünyada hem de Türkiye’de önemli bir sağlık sorunu olduğunu ifade etti.
Son yıllarda kafa travmasının hipofiz bezinden salgılanan hormonları da etkileyebileceğinin anlaşıldığını ve dünyanın pek çok yerinde endokrinoloji uzmanlarının bu alana ilgi göstermeye başladığını dile getiren Tanrıverdi, Erciyes Üniversitesi Rektörü ve Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahrettin Keleştimur ve Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kürşat Ünlühızarcı ve Beyin Cerrahisi Bölümü Öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ahmet Selçuklu ile birlikte kafa travmasına bağlı ve özellikle spora bağlı kafa travması sonucu gelişen hipofiz yetmezliği ile ilgili son 5 yıldır önemli uluslararası bilimsel projeler yürüttüklerini bildirdi.
-HİPOFİZ BEZİ VE VÜCUTTAKİ FONKSİYONLARI-
Hipofiz bezinin beynin alt kısmında bulunan 0.5 gram ağırlığında çeşitli hormonlar salgılayan bir organ olduğunu, vücuttaki tiroid bezi, böbrek üstü bezi ve üreme organları gibi pek çok organın çalışmasını düzenlediğini anlatan Tanrıverdi, hipofiz bezinden salgılanan büyüme hormonunun sadece büyüme ile ilgili olmadığını, erişkin yaşta da hem genel sağlık, hem de sporcu sağlığı ve performansını ilgilendiren pek çok önemli fonksiyonunun son yıllarda anlaşıldığını ifade etti.
Tanrıverdi, hipofiz bezinin işlevleri ve yetmezliği ile ilgili şunları söyledi:
”Büyüme hormonunun, vücut kompozisyonu yani vücut yağ ve kas oranlarının düzenlenmesi, hafıza ve zihinsel fonksiyonların düzenlenmesi, kas dokusunun kuvvetlenmesi ve egzersiz performansının artması, karın bölgesi yağlanmanın azaltılarak kardiyovasküler hastalık riskinin azaltılması gibi çok önemli fonksiyonları vardır.
Hipofiz yetmezliği hastada ani belirti vermeyen ve yıllar boyunca sinsi bir şekilde vücuda çeşitli zararlar veren bir hastalıktır. Bu nedenle tanısı zordur ve hekimin aklına gelmezse hastalar yıllarca hormon eksikliği ile yaşayabilirler. Artık günümüzde hipofiz yetmezliğinin tedavisi mümkündür ve eksilen tüm hipofiz hormonları dışarıdan verilerek hastalar hayatlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmektedirler.”
-TIP LİTERATÜRÜNDEKİ İLK ÇALIŞMA-
Son yıllarda trafik kazalarına bağlı kafa travması sonrası yaklaşık yüzde 20-25 oranında hipofiz yetmezliğinin geliştiğinin anlaşıldığını aktaran Tanrıverdi, literatürün incelendiğinde özellikle boksörlerde ve kickboksörler olmak üzere mücadele sporu yapanlarda kronik kafa travmasının sık olduğunun anlaşıldığını ve travmaya bağlı bazı sporcularda ortaya çıkan nörolojik sorunların bilindiğini vurguladı.
Ancak bu sporcularda hipofiz fonksiyonları hakkındaki bilginin 3-4 yıl öncesine kadar bulunmadığını aktaran Tanrıverdi, bu konuyla ilgili tıp literatüründe ilk çalışmaların Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji bölümünde yapıldığını bildirdi.
Çalışmalarında ilk olarak Kayseri’de yaşayan amatör kickboksörlerde yapılan çalışmada incelenen 22 kickboksörün yaklaşık yüzde 22’sinde büyüme hormon eksikliğinin saptandığını bildiren Tanrıverdi, bu çalışmanın dünya basınında çok geniş yer bulduğunu kaydetti.
-GENİŞ ÇAPLI PROJE BAŞLATTILAR-
Tanrıverdi, bu çalışmalarının ardından TÜBİTAK ve Türk Boks Federasyonunun destekleri ile Türk Boks Milli Takımındaki aktif ve antrenör olarak çalışan emekli boksörde hipofiz fonksiyonlarının tarandığı ülke çapında bir projeyi başlattıklarını belirtti.
Projede, Türk Amatör Boks Milli Takımında aktif olarak görev yapan veya daha önce görev yapmış milli takımda antrenör olarak çalışan 44’ü aktif, 17’si emekli boksör olmak üzere 61 erkek sporcunun yer aldığını kaydeden Tanrıverdi, boksörlerin yüzde 15’inde büyüme hormonu eksikliğinin, yüzde 8’inde ise böbrek üstü bezlerini çalıştıran hormonun (ACTH)eksikliğinin saptandığını bildirdi.
Tanrıverdi, çalışmalarının verilerine ilişkin şu bilgileri verdi:
”Boks milli takımında yapılan bu taramanın sonucunda özellikle emekli boksörlerde olmak üzere yüzde 47 oranında büyüme hormon eksikliği saptandı. Emekli boksörlerde hipofiz yetmezliğinin aktif boksörlere oranla belirgin olarak sık olması uzun yıllar kafa travmasına maruz kalmalarına bağlanabilir. Emekli boksörlerin uzun yıllar kafa travmasına maruz kalmaları ve eski yıllarda boksörlerin kask kullanma zorunluluğunun olmamasının hipofiz yetmezliği gelişiminde önemli olduğunu düşünmekteyiz. Çalışmamız ile litaratürde ilk defa travmatik beyin hasarına bağlı hipofiz yetmezliği gelişimi ile ilgili genetik bir risk faktörü saptandı ve bundan sonra bu alanda yeni klinik ve moleküler çalışmaların yapılmasını uyaracağına inanıyoruz. Çalışmamız göstermiştir ki, emekli boksörler başta olmak üzere boks sporu ile uğraşan sporcularda hipofiz fonksiyonlarının taranması gerekmektedir.”
-FUTBOLCULAR DA ARAŞTIRILIYOR-
Boksörlerde görülen hipofiz hormon eksiklerinin de futbolcularda da görülebileceğini kaydeden Tanrıverdi, şunları söyledi:
”Bizim bu çalışmamızdan sonra ABD ve İngiltere’de futbolcular üzerine benzer çalışmalar yapılmaya başlandı. Amerikan futbolu daha sert oynandığı için futbolcuların bu tür riskler görülebilir. Bu konuda çalışmalar devam ediyor. Bir de borksörlerle ilgili yaptığımız bu çalışmayı futbolcular üzerine de yapmayı planlıyoruz. Bu konuda önce Futbol Federasyonu ile temasa geçeceğiz. Daha sonra Boks Federasyonu ile yaptığımız çalışmanın bir benzerini devam ettirerek futbolcular üzerinde de bu tür bir çalışma yapacağız. Bunun planlaması sürüyor.”
-REKTÖR PROF. DR. KELEŞTİMUR NE DİYOR?-
Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştimur da Erciyes Üniversitesinde yapılan ve Yrd. Doç. Dr. Tanrıverdi’nin yürütücüsü olduğu çalışmanın ”spor dünyasında sporcu sağlığı açısından yeni bir çığır açtığını” söyledi.
Boks sporuna, sporcu sağlığına ve bilime katkılarından dolayı çalışmaya destek veren Türk Boks Federasyonu yönetim kurulu üyeleri Caner Doğaneli, Faruk Hasetçi ve Dr. Mustafa Demirel’e ve tüm milli boksörlere teşekkür eden Keleştimur, ”Onların bu davranışı dünyanın diğer boks federasyonları için örnek teşkil edecektir” dedi.
Hipofiz yetmezliği gelişen emekli sporculardan tedavi ihtiyacı olanların tedavi edilerek hormon eksikliğine bağlı sağlık problemlerinin ortadan kaldırılmasının mümkün olduğuna işaret eden Keleştimur, nadir de olsa ağır darbe almış veya kask kullanmayan aktif genç sporcularda da hipofiz hormon eksikliğinin gelişebileceğini belirtti. Keleştimur, şunları kaydetti:
”Ancak, hipofiz yetmezliği için kullanılan hormon ilaçları şu an doping sayıldığı için aktif sporcularda kullanılamamaktadır. Yakın gelecekte hipofiz hormon eksikliği gelişen aktif sporcuların endokrinolog kontrolünde uygun dozda tedavi edilebileceği yönündeki görüşümüzün spor dünyasında kabul göreceğine inanıyoruz. Çünkü sporcu performansı ve sağlığı açısından hipofiz yetmezliğinin önlenmesi ve hipofiz yetmezliği gelişmişse de tedavi edilmesi yararlı olacaktır.”
-ÖNLEMLER VE ÖNERİLER-
Eski yıllarda özellikle boks sporunda kask zorunluluğunu ve eldivenlerin de güvenli olmadığını belirten Keleştimur, son yıllarda amatör boks ve kickboksta kask zorunluluğunun getirildiğini ve eldiven hacimlerinin arttırılarak bu sporların sağlık açısından oldukça az riskli hale getirilmeye çalışıldığını anlattı. Keleştimur, ”mücadele sporu” yapanlar için önerilerini şöyle sıraladı:
”Kafa travmasına bağlı hipofiz yetmezliği riskini en aza indirmek için mücadele sporu yapan sporcuların antrenmanlar dahil her zaman kask kullanmalarını öneriyoruz. Çalışmalarımızdan elde ettiğimiz sonuçlar ışığında emekli boksör veya kickboksörlerin en az bir kez bir endokrinoloji uzmanı tarafından hipofiz yetmezliği açısından taranması gereklidir.
Aktif sporculardan ise knock-out ve şuur kaybı hikayesi olan sporcuların hipofiz fonksiyonlarının izlenmesi uygun olacaktır.”
Çalışma sonucu elde edilen verilerin dünyanın önde gelen tıp dergisi Annals of Internal Medicine ve Journal of Neurotrauma dergilerinde yayımlandığını bildiren Keleştimur, çalışmanın ABD başta olmak üzere pek çok ülkede spor ve sağlık haberi olarak gündem oluşturduğunu bildirdi.
AA