VKV Amerikan Hastanesi Dahiliye ve Göğüs Hastalıkları Bölümü Uzmanları kışı yatakta geçirmemek için uyarılarda bulunuyor.
Kış hastalıkları denilince akla ilk olarak bu mevsimde “iklimsel”, “sosyal” ve “fiziksel” değişikliklere bağlı olarak ortaya çıkan veya sıklığı artan hastalıklar gelmektedir.
Bu hastalıkların çoğunluğu “enfeksiyon”, yani “mikrobik” hastalıklar olup;
Kış aylarında havanın soğuması
Hava kirliliğinin artması
Toplu ve sıkışık ortamlarda yaşanılması ve
Özellikle çocukların maruz kaldığı soğuk algınlığının sürekli bulaşması sonucunda hastalıkların oranı artmaktadır.
Vücuda etki eden değişiklikler sonucu enfeksiyon ve alerjik reaksiyonlara eğilim artmakta; metabolizma kötü yönde etkilenip, mikroplar kolayca vücuda girmektedir. Vücut direncini kıran bu değişiklikler şöyle sıralanabilir:
Sıcak havalara göre fiziksel stresin daha fazla görülmesi
Soğuğa bağlı olarak cildin kuruması
Burun ve ağız içini döşeyen mukoza dokularının kuruması
Koruyucu mekanizmaların iyi çalışamaması
Beslenmede daha ağır ve sağlıksız besinlere yönelim
Hareketsizliğin artması
Sebepleri ve belirtileri itibari ile birbirine benzemekle birlikte; farklı özelliklere sahip olan kış hastalıklarının her birinin tedavisi farklı olup, önlem alınmadığı takdirde bu hastalıklardan bazıları ölümcül olabilmektedir.
SOĞUK ALGILIĞI: “Soğuk algınlığı deyip, geçmeyin!”
Soğuk algınlığı, farklı virüslerin neden olduğu; burun ve boğazda yerleşen hafif bir enfeksiyondur. Genellikle 1 haftayı bulan hastalığın süresi; çocuklarda, yaşlılarda ve başka rahatsızlığı olan kişilerde uzayabilir. Doktorlara başvuru nedenleri arasında ilk sırada yer alan soğuk algınlığı; erişkinlerde en sık eylül-mayıs ayları arasında ve yılda 2 ilâ 4 kez görülebilmektedir. Küçük çocuklarda görülme oranı ise yılda 6 ilâ 8 arasında olabilmektedir. Bulaşıcı olan hastalık, virüsü içeren damlacıkların teması yoluyla yayılmaktadır.
Hastalığın belirtileri
Burun akıntısı
Hapşırık
Tat ve koku alma duyularında azalma
Boğazda gıcık hissi
Öksürük
Bebeklerde ve çocuklarda sıklıkla ateş
Sigara kullananlarda yakınmalar
Hastalığın tedavisi
Yakınmalara yönelik olarak planlanan hastalığın virüslere yok edici ilaç tedavisi yoktur. Antibiyotikler, soğuk algınlığına eklenen bakteriyel enfeksiyonların varlığında kullanılmaktadır. Tedavi sürecinde; kafein içeren kahve, çay veya kolalı içecekler ile alkol kullanımından kaçınılmalıdır. Çünkü kafein ve alkol istenilenin aksine, susuzluk yaratacaktır. Eğer sigara kullanılıyorsa, bırakılmalı ve sigara kullanılan ortamlardan uzak durulmalıdır. Yatak istirahati, hastalık süresinin kısaltılmasında etkili olmaktadır.
Ağrı kesici ve ateş düşürücü
Ağrı yakınmasını kontrol etmekle birlikte; mide rahatsızlığını önleme ile astım ya da ülser hastalarını etkilememesi açısından tercih edilmektedir.
Dekonjenstan ve antihistaminkler
Öksürük, burun akıntısı ve tıkanıklığın giderilmesi amacıyla kullanılmaktadır.
Hastalıktan korunma
Özellikle hastalığın ilk birkaç günü, soğuk algınlığı olan kişilerden uzak durulmalıdır.
Soğuk algınlığı olan kişi ile teması sonrasında eller yıkanmalıdır.
Hasta olan kişi eğer çocuk ise oyun sonrası, çocuğun oyuncakları da yıkanmalıdır.
Fark edilmeden alınmış olabilecek virüslerin bulaştırılmaması için parmaklar, burun ve gözlerden uzak tutulmalıdır.
Banyoda sağlıklı kişiler için ikinci bir havlu bulundurulmalıdır.
Sinüslerinizin kurumaması için yaşanılan ortamın nemine dikkat edilmelidir.
Soğuk algınlığından korunmaya yönelik henüz bir aşı geliştirilmemiştir. Yapılan çalışmalar, pek çok soğuk algınlığı tipi için tek bir aşı geliştirmeye yöneliktir.
Eğer soğuk algınlığı var ise;
Öksürme veya hapşırma sırasında ağız-burun mendil ile kapatılmalı ve ardından mendil çöpe atılarak, eller yıkanmalıdır.
Astım veya kronik akciğer hastalığı gibi hastalığa duyarlı kişilerden uzak durulmalıdır.
Hastalığın komplikasyonları
En sık görülen komplikasyonlar; sinüs enfeksiyonları ile devam eden öksürüktür. Eğer soğuk algınlığı yakınmalarında; çok şiddetli yüksek ateş, kulak ağrısı, şiddetlenen öksürük ile kronik akciğer hastalığında alevlenme gibi etkiler görülüyorsa, mutlaka doktora danışılmalıdır.