Japon ve Amerikalı bilim insanları, insan derisi hücrelerini kök hücreye dönüştüren bir yöntem geliştirerek, hasta doku veya organların değiştirilmesinde devrim sayılabilecek bir buluşa imza attı.
Amerikalı araştırmacı James Thomson’un Science dergisinin internet sayfasında yer alan makalesinde, bu buluşun araştırmaların seyrini tamamen değiştireceğini belirtti.
Yeni yöntemle, hastanın genetik şifresine göre kök hücre yaratma imkanı doğacak ve böylece hastanın dokuyu reddetme riski ortadan kalkacak.
Japonya’nın Kyoto Üniversitesi’nden Shinya Yamanak başkanlığındaki ekip tarafından yürütülen araştırmalarda, insan embriyosu kullanmaya gerek kalmadan 5 bin hücreden bir kök hücre soyu elde edilirken, ABD’nin Madison kentindeki Wisconsin Üniversitesi’nde 10 bin hücreden bir kök hücre yeniden programlandı.
Japonlar, araştırmalarını, ay sonunda Cell dergisinde açıklayacak.
PROF. WILMUT CENİN KLONLAMAKTAN VAZGEÇMİŞTİ
İlk kopya hayvan Dolly’yi üreten ekibin başkanı, İskoçya’nın Edinburg Üniversitesi’nden Profesör Ian Wilmut da, kısa bir süre önce, kök hücre araştırmalarında insan embriyosu klonlamayı bıraktığını açıklamış, Japonlar tarafından geliştirilen yöntemin ciddi tıbbi sorunların tedavisinde kullanılabileceğine inandığını belirtmişti.
Profesör Wilmut’ın açıklaması, insan embriyosu klonlanmasına karşı çıkan muhafazakar gruplarca da memnuniyetle karşılanmıştı. Ian Wilmut, Daily Telegraph gazetesine yaptığı açıklamada, Japonya’nın Kyoto Üniversitesi’nden Profesör Shinya Yamanaka tarafından geliştirilen yeni yöntemin, embriyo yapmadan hastanın hücrelerini doğrudan kök hücreye çeviren bir teknik olduğunu ve daha fazla potansiyeli bulunduğunu belirtmişti. Wilmut, “Çalışma şimdilik sadece fareler üzerinde yapılarak başarılı olsa bile, klonlamayı sürdürmeyi mi, yoksa Japonya’daki çalışmayı kopya etmeyi mi kabul etmemiz gerektiğini düşündüğümüzde, Japonya’daki çalışmayı kopya etmeye karar verdik” diye konuşmuştu.
Çok zaman geçmeden Yamanaka yaklaşımını kabul ederek, embriyo yapmadan aynı sonuca ulaşmayı öngördüklerini ve uzun vadede bunun daha yapıcı olacağını düşündüklerini söyleyen Profesör Wilmut, “Birkaç hafta önce nükleer transfer işini (Dolly için kullanılan yöntem) artık sürdürmemeye karar verdim. Yeni yöntemi sosyal açıdan kabul etmek daha kolay olacak” demişti.
Ian Wilmut, yeni yöntemin beş yıl içinde daha iyi geliştirileceğini ve etik açıdan da tıbbi araştırmalar için embriyo klonlamaya göre çok daha kabul edilebilir bir alternatif olduğunu söylemişti.
İnsan embriyosu klonlanmasına karşı çıkan Röprodüktif Etik Yorumu adlı kuruluşun sözcüsü Josephine Quintavalle da, Wilmut’un açıklamalarını memnuniyetle karşıladığını belirterek, “Sonunda bilimciler de neyin doğru olduğunu görmeye başladılar. Bu bizim için çok önemli. Sonunda sağduyunun galip çıktığını görüyoruz” demişti.
Japonya’da geliştirilen teknikte, genetik açıdan değiştirilmiş yetişkin hücreler, kök hücreler kadar esnek hale getirilebiliyor.