Nedeni bilinmeyen veya tanısı konulamayan bazı hastalık veya şikâyetlerin temelinde ”gıda duyarlılığı” yatıyor. Bu gıdalar, doktorların ve beslenme uzmanlarının dikkat çektiği sağlığa zararlı olanlar değil tamamen sağlıklı diye tükettiğimiz besinlerden de oluşabiliyor. Bunun da nedeni bağışıklık sistemimiz. Bizi hastalıklardan koruyan doğal defansımız olan bağışıklık sistemimiz, yediklerimizden bazılarıyla organizmayı harekete geçiriyor. Vücudun tepkisi, ortalama dört gün sonra bazen de daha geç ortaya çıkabiliyor. Böylece uzun vadede egzamadan, migrene, kronik yorgunluk sendromundan kilo almaya kadar çok sayıda hastalık karşımıza çıkıyor.
Bu nedenle artık günümüzde gıdalara karşı duyarlılık, çeşitli hastalıklarla bağlantılı olarak değerlendiriliyor. İngiliz Allerji Vakfı’na göre Avrupa ve Amerika’da toplumun yüzde 45’i gıda duyarlılığı nedeniyle rahatsızlık çekiyor. Kadınlarda ise bu oran, çok daha yüksek.
İntermed Kliniği Laboratuvar sorumlusu Dr. Ayşegül Çoruhlu, besin duyarlılığı hakkında sorularımızı yanıtladı.
Besin duyarlılığı nedir?
Besin duyarlılığı besin maddesinin sindirilip kana geçtikten sonra o maddeye vücudun gösterdiği reaksiyondur.
Gıda alerjisinden farkı nedir?
Gıda alerjisi hemen fark edilir. Mesela kişi fındık, fıstık yiyor astımı tetikleniyor, domates yiyor döküntüsü oluyor. Bunlar hemen fark edilen şeyler. Bunları testlerle ortaya çıkarmak da çok kolay. Oysa gıda duyarlığında ne olduğunu anlamak o kadar kolay değil. Duyarlılık, besinin sindirilip kana geçtikten sonraki reaksiyonla ilgili olduğu için bağırsaktaki sindirim süreci ve vücuda geçtikten sonra tanınması dört günü buluyor. Dolayısıyla yemekle reaksiyon arasındaki dört gün, o bağlantıyı kurdurtamayabiliyor.
Fark edilmemesinin yanı sıra bilinen testlerle ortaya çıkmaması da gıda duyarlılığını alerjiden ayırıyor. Normal alerji belirti verir ya astım yapar ya da kaşıntı, döküntü ama gıda duyarlılığı, migrenden spastik kolon dediğimiz bağırsak sorunlarına, sürekli yorgun hissetmekten kilo almaya cilt döküntüsüne kadar bir sürü şey yapabilir.
Bu sorun nasıl oluşuyor?
Gıda duyarlılığı, aslında bir bağışıklık sistemi sorunu. Bağışıklık sistemi normalde vücuda giren her şeyi kontrol eder. Bu şekilde sık sık hastalanmamızı önler. Nasıl ki klasik alerjiye neden olan bir yiyeceğe reaksiyon anormalse ve bir başka kişide olmadığı halde görülüyorsa burada da yine bağışıklık sisteminin başka bir bölümünün gereğinden fazla hassaslaşmasıyla oluyor. Amaç, aslında bizi korumak ama yanılıp reaksiyon gösteriyor.
Kaç çeşit sağlık sorununa neden oluyor?
Bu duyarlılık ne kadar çoksa o kişinin vücudunda o kadar kronik, sessiz bir hastalık vardır. Bu durum mevcut her şeyi abartmaya müsait olabilir. Migren, spastik kolon (irritabl bağırsak sendromu), hiperaktivite bozukluğu, egzama, fibromiyalji gibi sebepsiz, vücudun kendi kendine yaptığı hastalıkların ya da yorgunluk, fazla kilo alımı, kas ağrıları, sebepsiz deri döküntüleri gibi belirtilerin altında gıda duyarlılığı olabilir. Mesela çok sık grip olan bir kişinin böyle bir problemi vardır.
En sık hangi besinler gıda intoleransına yol açıyor?
Gluten çok yaygın. Gluten, buğday, arpa, çavdar ve yulaf ürünlerinde bulunan bir protein. Bağırsak içinde sümüksü bir zar yapıyor ve bağırsağı zedeliyor. İkincisi inek sütünden yapılan her şey. Bunların içinde çok fazla protein var. Zaten reaksiyonlar da proteinlere karşı. Ama mesela balıklar, kırmızı etler çok az çıkar.
Kimler bu sorunla daha sık karşılaşıyor?
Bazı testlerde çocukluktan itibaren birtakım besinlere duyarlılığın olduğu anlaşılıyor. Bazıları daha sonra oluyor. Aslında şu an 50 – 60 yaş grubundaki kişilerde besin duyarlılığı çocuklarından daha az görülüyor. Yani şimdiki genç grupta daha çok var.
Çevresel etmenler etkili mi? Katkı maddelerinin rolü var mı?
Deterjan, şampuan, diş macunu gibi kimyasal maddeler, yiyeceklerdeki katkı maddeleri, mikrodalga fırında pişirmek bile sorun olabiliyor. Hormonlu yiyecekler, yiyecek koruyucular, yiyecek boyaları ve fast food içindekiler de de etkili olabilir. Yine birtakım ilaçlar da sorumlu olabilirler.