Ani ateş basmalarından cinsel güç kaybına, unutkanlıktan, eklem ve kas ağrılarına kadar bir çok şikayeti de beraberinde getiren andropoz, ileri yaş erkeklerinin önemli sorunlarından biri. İstanbul Özel Hizmet Hastanesi Başhekimi ve Üroloji Bölüm Başkanı Uzm. Opr. Dr. Osman Akalın andropozla hakkında merak edilen soruları yanıtladı.
Andropoz nedir?
İleri yaş erkeklerdeki testesteron yani erkeklik hormonundaki düşüş, andropoz olarak değerlendirilmektedir. Bu durumda erkeklik hormonu tamamen ortadan kalkmaz. Buna ‘androjen yetersizlik sendromu’ adı verilir. Erkeklerde bu olay kadınlardaki gibi bıçak sırtı bir gelişim göstermemekte sadece erkeklik hormonunun azalmasına bağlı olarak bazı belirtileri de beraberinde getirmektedir.
Erkeklik hormonu azalması olan andropozun belirtileri nelerdir?
Andropoz, psikolojik ve bedensel belirtiler ile cinsel yakınmalar ile kendini gösterir. Andropozun psikolojik belirtilerinde; depresif bir ruh hali, sinirlilik, kaygı, motivasyonda azalma ve kronik yorgunluk hissi görülür. Hafıza da olumsuz etkilendiği için unutkanlık problemleri ortaya çıkmaktadır. Hastada var olan bir zihinsel problem andropoz ile tetiklenir.
Bedensel belirtilerinde; ani ateş basmaları, yaygın kas ve eklem ağrıları, uyku ihtiyacının artması, halsizlik, işe konsantre olamama gibi durumlar ortaya çıkar.
Seksüel belirtilerde ise; erkeklik hormonunun düşüklüğü sonrası libido denilen cinsel isteğin azalması görülmektedir. Andropozda ereksiyon problemleri çok sık görülmektedir. Erkeklerde ileri yaşın getirdiği osteoporoz durumları yani kemik erimesi, andropoz ile ortaya çıkan durumlardan biridir.
ERKEKLER İÇİNE KAPANABİLİYOR
Genellikle 50 yaşın üzerindeki erkeklerde görülen andropoz, seksüel performansta düşüklüğe bağlı olarak yıpratıcı bir strese neden olmaktadır. İçinde bulunduğu sıkıntıyı agresif hareketlerle dışa vuran hasta, çevresindeki olur olmaz her şeye sinirlenmeye başlar. Bu psikolojik bozukluk ise zamanla kişinin çekilmez bir hal almasıyla devam eder.
Tanısı nasıl konulur?
Çok basit bir kan tahlili ile erkeklik hormonu düşüklüğü ve oranı tespit edilebilir. Hastanın şikayetleri dinlendikten sonra üroloji uzmanının yapacağı fiziksel muayenede, hastanın testislerinde bir ufalma, kıvamında yumuşama, peniste küçülme, hastanın kas kitlesinde azalma gibi bulgular, andropoz belirtileridir. Sonrasında da kan tahlili ile tanısı konulur.
Andropoz yaşı kaçtır?
Erkeklerde andropoz durumunun hangi yaşlarda ortaya çıkacağı her hasta için farklıdır. Bazı erkeklerde 50’li yaşlardan sonra bazılarında ise 80’li yaşlar ile birlikte andropoz belirtileri görülebilir. Andropoz, erkeğin kaçınılmaz sonu değildir, her erkekte ortaya çıkan bir durum da değildir. Her hastada andropoz belirtileri görülmediği için tedaviye de gerek olmayabilir.
Andropozun tedavisi nedir?
Hastaya erkekli hormonu dışarıdan tablet, iğne ya da cilde yapıştırılan yavaş emilimli bantlar ile verilerek andropoz ile ortaya çıkan bedensel belirtilerin düzeldiği, hastanın kendine güven hissinin geri geldiği, fiziksel ve konsantrasyon gücünün arttığı, cinsel arzudaki azalmanın kaybolduğu bilinmektedir.
Erkeklik hormonu tedavisinin olumsuz etkileri var mıdır?
Yaş büyümesi ile prostat büyümesi adayı olan erkeklerde, dışarıdan erkeklik hormonu takviyesi ile prostat kanseri riski de kendini göstermektedir. Prostat kanseri testesteron ile beslenen bir kanser türü olduğu için bu hastalarda öncelikle erkeklik hormonunun yok edilmesine yönelik tedaviler uyguluyoruz. Testesteron yüksekliğinin prostat kanserine yol açtığı ispat edilmemiş olsa da, hastada tanı konulmamış bir prostat kanseri varsa bu durum, hastalığın alevlenerek çok hızlı ilerlemesine yol açmaktadır. Testesteron hormonu, iyi huylu prostat büyümesi riskini artırmaktadır. Ancak hastaların, sıkı bir takip altında erkeklik hormonu takviyesi almalarında bir sakınca yoktur. Tedavide kullanılacak hormonun dozu da, hekim tarafından belirlenmelidir.
Andropozu önlemek mümkün müdür?
Andropoz, erkekler için önlenemez bir süreçtir. Hayatın ilerleyen dönümlerinde ortaya çıkan doğal bir gidişattır ve yalnızca bunun hekim kontrolü ile hayat kalitesini düşürmesine izin verilmeden yaşanması söz konusu olabilir.