Bazı olgularda hipotansiyon kişiyi rahatsız etmez, bazı olgularda ise tansiyonun düşük olduğu oldukça belirgindir. Hasta en çok, tansiyonun düşük olduğu sabah saatlerinde rahatsızlık duyar; kendini yorgun, isteksiz hisseder ve çok sık esner. En hafif hareket bile olağanüstü bir çaba gerektirir. Kızarma ve terlemenin yanı sıra, şiddetli baş ağrısı, üşüme ve solgunluk görülür.
Her açıdan sağlıklı olan insanlarda tansiyon düşmesinin yapısal bir özellik olduğu ve doğuştan geldiği görüşü bir dereceye kadar doğrudur. Yapısal özellikler dışında tansiyon düşmesine yol açan önemli bir etken böbreküstü bezi dış kabuğundan (korteks) salgılanan ve kan basıncını düzenleyen hormonların yetersizliğidir, bu durumda için eksik olan hormonlar hastaya dışarıdan verilir.
Otonom sinir sistemini etkileyerek damarların büzülmesini sağlayan ilaçlar kan basıncını yükselterek rahatsızlığın giderilmesini sağlar. Bununla birlikte, otonom sinir sisteminin dengesinin korunması için düzenli ve sakin bir yaşam gerektiğinden, hastaya düzenli uyku, tuzca zengin ve fazla sıvı içermeyen bir diyet, yüzme ve kayak gibi sporlar önerilir