Normal olarak gençlikte herkesin cildi güzeldir; önemli olan, cildin güzelliğini sağlayan diriliği, pürüzsüzlüğü, tazeliği ileri yaşlarda da olabildiğince sürdürebil mektir. Bu olanaksız bir şey değildir. Doğru yürütülen sistemli bir bakım programı kişinin kırkından sonra bile kırışıksız, canlı bir deriye sahip olmasını sağlar.
Cildimiz, iç dünyamızın bir aynasıdır adeta. En küçük bir içsıkıntısı, hemen ciltte kendini belli eder, dışa vurur. Cilt canlı bir organizmadır, yani solur, hava alır, kendi kendini yeniler. Bu yenilenme yirmi yedi günde bir gerçekleşir, normal olarak günde on gram eski deri atılır. Ancak yirmi beş yaşından sonra yenilenen deri hücreleri gittikçe azalır; nemlemenin eksikği oranında kuruma ve sertleşme artar, ilkkırışıklıklar kendini gösterir.
Anlaşılacağı üzere yenilenme ile derinin soluması, hava alması arasında çok yakın bir ilişki vardır. Bu ise cildin yeterince nemli olmasına bağlı olan bir şeydir. Fazla güneş, kuru kalorifer havası ya da tam tersine fazla soğuk hava ve fazla su gerekli nemlenme düzeyinin üstüne çıkıldığı ya da altında kalındığı için derinin kurumasına yolaçar.
Ancak derinin kuruması, salt nem düzeyindeki bozukluktan ileri gelen bir şey değildir. Hava kirliliğinin ve pisliğin de rolü önemlidir. Bu dış etkenlerin yanısıra, ruhsal gerginlik (stres),uykusuzluk, hareketsizlik ve kötü beslenme gibi etkenler de, cildin bozulmasında çok etkili olurlar.
Cilt bozucu bu etkenlerin sayılması bile, cilt bakımında nelere dikkat etmek gerektiği konusunda ön fikir veribilir.
Cildin kendi kendini yenileme yetisinin olabildiğince uzun süre yaşamasına yardımcı olabilmek için, hava almasını sağlamak, olabildiğince hava kirliliğinden uzak yerlerde bulunmak, hiç değilse tatillerde temiz havalı yerlere gitmek ve en önemlisi bütün gövdeye temiz hava aldırmak en basit ve temel cilt bakım kuralıdır. Ancak deriye bol ve temiz oksijen aldırmaya çalışırken, güneşte kurutmak, yahut rüzgârda kavurmak da cildin pul pul kabarmasına, kurumasına, katılaşmasına neden olur. Bunun önüne geçmek için cildin bir yandan temiz oksijen alırken öbür yandan keskin güneş ya da sert rüzgâr altında nem kaybına uğraması nı önleyici nemlendirici kremler sürmek gerekli ve yeterli bir önlemdir. Krem deriye kalınca bir tabaka halinde sürülmeli ve on-onbeş dakika derinin kremi emmesi beklenmelidir.
Pisliğin de cilt üzerinde olumsuz etkisine değinmiştik. Bu bakımdan kişinin temizliğine dikkat etmesi, ve temiz bir ortamda olsa bile sırf terlemeyle cilt gözeneklerinin tıkanacığını, bunun da derinin solumasını, hava almasını zorlaştı racağını bilerek gece yatmadan önce ve sabah kattıktan sonra elini yüzünü yıka ması gerekir. Buna karşılık deriyi temiz tutmak amacıyla her gün duş yapmak da doğru değildir, çünkü yıkanmanın fazlası da bu kez gerekli nemlilik oranının üstüne çıkılmasına, hatta derinin koruyucu taba kasının tahriş olmasına yolaçarak istenen sonucun tam tersini verir. En iyisi kişinin kirlenme durumuna göre iki, üç günde bir kısa, hafif bir duş alması ve / veya, haftada bir tam bir banyo yapmasıdır.
Peeling : Banyo sırasında deriyi yumuşakça fırçalamak da ölü deri tabakasının atılmasını, gözeneklerin açılmasını ve kan dolaşımının hızlanmasını sağladığı ve bütün bunlar derinin hava almasını kolaylaştırdığı, aldığı oksijeni arttırdığı için oldukça yararlı bir yöntemdir. Deriyi fırçalamak üzere kese ya da lif en iyisidir. Sabunlanırken derinin tahriş olmaması için sabunbezi ya da yapay sünger yerine doğal sünger kullanmak tercih edilmelidir. Ancak kese ve fırçayı yüze sürmeyip yalnızca gövdede kullanmak, ayak topuk ları için (ve yalnız orası için) ponzataşından yararlanmak gerektiğini, ılık suyla duşun ise sinirleri yatıştırıp, ruhu dinlendirdiğini, soğuk suyla duşun ise deriyi diriltip gerdiğini, düzleştirdiğini dolayısıyla ılık suyla başlayan bir duşu mutlaka bir iki saniye için bile olsa soğuk suyla sona erdirmenin her bakımdan çok yerinde ol duğunu akılda tutmak yararlı olacaktır.
Masaj ve egzersizin önemi : Bütün bunlara masaj ve jimnastik de eklenebilir. Ancak bunların her ikisinin de asıl amacı cilt güzelliği değildir, o bir yan sonuçtur. Ancak şu kadarına işaret edelim ki cilt sağlığı, güzelliği iyi birkan dolaşımı ile yakından ilgilidir. İşte masaj ve jimnastik de bu kan dolaşımını hızlandır maya yardımcı olarak cildin güzelleşmesi ne katkıda bulunurlar. Kremi daire hareketleriyle vücuda yedirerek sürmek de aynı işlevi görür.
Yaş Durumu :Deri altındaki yağ bezleri çocukluk döneminde belli belirsiz denecek kadar az yağ salgılarlar. Bu nedenle çok sık yıkanmak, fazla sabun kullanmak derinin tahrişine yolaçabilir. Yaşlılık sırasında da yağlanma yeniden azalır, özellikle kollarda ve bacaklarda derinin kuruması yaşın ilerlemesiyle birlikte oldukça hızlanabilir. Yıkanırken bu noktayı gözönünde tutmak, gerekmedikçe sabun kullanmaktan kaçınmak, soğuk suyu tercih etmek yararlı olur.
Buradaki en önemli konu, cildinizi çok iyi tanıyıp, cilt tipinize göre bakım yapmaktır. Aksi taktirde, istemediğiniz sonuçlarla karşılaşabilir, cildinizi, daha erken yıpranmasına neden olabilirsiniz.