Doğu Tıbbında Enerji Meridyenleri
“Kozmik din hissinin bilimsel araştırma için en asil ve güçlü teşvik olduğunda ısrarlıyım.” Albert Einstein
Fiziksel beden, duygusal ve ruhsal bedenle bir bütündür. Bilim geliştikçe, bizim sadece fiziksel bedenden ibaret olmadığımız, ayrıca enerji bedenimizin de olduğu bilgisi ile karşılaşıyoruz. Newton fiziğinden, Kuantum fiziğine geçişle, katı olarak algıladığımız her şeyin, buna bedenimiz de dahil aslında bir çeşit enerji olduğu anlıyoruz. Canlı ve cansızın enerji anlamında tek bir bütün olması; fizikte, tıpta, ruhsallıkta, başka algılayış kapılarını açıyor. Özellikle Doğu Tıbbı’nın, yüzyıllardır kullandığı enerji meridyenleri bilgileri yeni yeni ispatlanıyor.
konuyla ilgili olarak forumda reiki konusunu inceleyebirsiniz
Hastalıklar; genetik, beslenme, çevresel etkiler ve enerji dengesizliği ile oluşabilir. Biz hastalıkları düşünce ve enerji düzeyinde inceleyeceğiz.
Çin kültüründe “Ch’i” ve Japoncada “Ki” olarak bilinen yaşam enerjisi, vücudumuzda, gözle görmediğimiz, sinir sistemi gibi bir uçtan bir uca dağılan ‘meridyenler’ aracılığıyla dolaşır. Enerji hatlarında enerji bloke olduğunda, söz konusu organa giden enerji devresi kapanmış olur ve biriken olumsuz enerjiler zamanla yoğunlaşarak bir takım rahatsızlıklar oluşur.
Tıptaki ilerleyiş
1911 de bir tıp doktoru Dr. William Kilner, insan enerji alanı üzerinde çalışmalar yapmıştır ve hatalıkların aurada yamalar ve düzensizlikler halinde görüldüğünü ispatlamıştır.
1900 lü yıllarlın ortalarında Dr. George De La Warr ve Dr. Ruth Drown, yaşayan hücrelerden yayılan radyasyonu ortaya çıkarmak için cihazlar geliştirmişlerdir.
Yine 20.yüzyılda psikiyatrist Dr. Wilhelm Reich, İnsan vücudunda evrensel enerjinin akışındaki bozuklukların psikolojik ve fiziksel rahatsızlılar oluşturduğunu öne sürerek, enerji akışını engelleyen blokları kaldırmaya yönelik fiziksel teknikler kullanmıştır.
“Vücuttaki her organ, esiri alanda kendisine denk gelen enerjetik ritme sahiptir. Çeşitli organ küreleri arasında, sanki bir aktarım işlevi varmış gibi değişik ritimler karşılıklı etkileşmektedir.” Dr. Dora Kunz
Ve bilim adamları bu enerji alanlarını ölçmek için araçlar geliştiriyorlar. Örneğin EKG kalbin elektriksel akımını, EEG beyinden genel elektrik akımını ölçüyor. Ayrıca Kirlian Fotoğrafçılığı tekniği ile canlıların enerji alanları (aura) renkli ışınımlar olarak görüntülenebiliyor. Ve geliştirilmiş sistemle auradaki yırtıklar, renk değişimi ve düzensizlikler yardımıyla bedenin hangi organında bir sorun olduğu tespit edilebiliyor.
Bu konuda yakın zamanlarda Nöropsikiyatrist Dr. Şefika Karagülle fiziksel hasalıkların enerji bedeni arasındaki ilişkiyi incelemiştir.
Günümüz doktorlarından Ender Saraç, Ruhsal Gelişim ve Kader adlı kitabında hastalıkların spiritüel mekanizmalarından bahsediyor. Dr. Ender Saraç, kitabında bu durumu şöyle örneklemiş: Sürekli baskı altında kalıp kendisini ifade edemeyen bireyin zamanla boğazında tiroit ve guatr oluşabilir. Sürekli dişilik yönünden baskılanan ve bu bakımdan aşağılanan kadınlarda yumurtalık kistleriyle jinekolojik sorunlar çıkabilir. Geçmişinden kopamayan, geçmişte takılı kalan bireylerde kabızlık sorunu olabilir. Artık yaşamında daha fazla sorumluluk alamayacağını hisseden, sorumluluklar altında ezilen bireyin bel fıtığı olabilir. Öfke ve korku duyguları karaciğer rahatsızlıkları oluşturabilir.
Dr Ender Saraç, hastaların sadece kimyasal ilaçlar kullanması haricinde, hastalığın oluşumunda etkili spiritüel sebeplerin de araştırılmasının daha kökten bir iyileşme gerçekleştireceğini ifade ediyor.
Çin Tıbbındaki 3000 yıldan daha fazla bir geçmişe sahip olan enerji meridyenleri bilgisine göre, bir enerji meridyenindeki blokaj ilgili organda rahatsızlık oluşumuna neden oluyor.
Duyguların enerji bedene etkileri
Coşku kalp ile bağlantılı bir duygudur. Coşku duygusunun tam tersi duygular kalp ve akciğer fonksiyonlarını etkileyebilir. Kalp sorunlarının olası zihinsel nedenleri arasında, çoğunlukla sevgi alış verişinin engellenilmesi, kalbin endişe keder gibi duygularla yorulması gibi etkenler yer alır. Coşku duygusu negatif iken, zihinsel dağınıklık oluşur.
Dehşet duygusu ve beraberinde panik duygusu kalbi etkiler. Hızlı kalp atışı zihinsel telaş ve soğuk ter belirgin özellikleridir. Psikiyatride panik bozukluk ‘panik atak’ olarak tanımlanır.
Endişe duygusu dalak üzerinde etkisini gösterir. Bu problem üzerine aşırı düşünmek sıkıntı hissetmek dalak enerjisini bloke eder. Depresyon huzursuzluk iştah azalması, yorgun kol ve bacaklar, karın şişliği ve bayanlarda adet dönemi bozuklukları olarak ortaya çıkabilir.
Üzüntü ve Yas akciğerlerin enerjisini bozar ve solunum sıkıntıları ortaya çıkabilir. Örneğin bronşit, astım gibi sorunlar sevilen birinin kaybedilmesiyle ilişkilendirilebilir. Ve bireyin kendisini bastırılmış boğulmuş hissetmesi, bireysel bağımsızlığını hissedememesi durumlarında ortaya çıkabilir. Göğüsten gelen derin öksürükler mutsuzluğun göstergesi olabilir çünkü ciğerlerdeki enerji sıkışmıştır.
Korku böbreklerin temsil ettiği bir duygudur ve sırt ağrıları idrar yolları problemlerine yol açabilir ve yalnızlık duygusunu körükler.
Öfke karaciğerin enerjisini bozar. Baş ağrıları, baş dönmesi, sırt ağrıları şeklinde etkisini gösterebilir.
Meridyenler ve ilgili organları
AKCİĞER MERİDYENİ: Havadaki Ch’i enerjisini alıp, vücuda dağıtmasından sorumludur.
Akciğer meridyenindeki dengesizlik; astım, öksürük, göğüste tıkanıklık gibi solunum yolları rahatsızlıkları olarak tezahür eder.
KALIN BAĞIRSAK MERİDYENİ: Bedene giren besin maddelerinin işlendikten sonra atılmasını arındırılmasını sağlar. Bu meridyendeki tıkanıklık mide ağrısı, kabızlık, ishal, gaz, parmak uçlarında soğukluk olarak tezahür edebilir. Kalın bağırsak meridyenindeki tıkanıklık kişiyi psikolojik olarak rahatsız eder ve sık soluk alıp verme motivasyon kaybı gibi durumlar yaşanabilir.
İNCE BAĞIRSAK MERİDYENİ: Dışarıdan bedene giren besin maddelerini alır ve bunları kullanılabilir duruma getirir. Kalp meridyeninin enerjiyi karnın alt bölgesine tutmasına yardım eder. Öfke, şok, keder gibi duygular da karnın alt kısmında toplanır. Bu durumda sırtın alt bölgesinde ağrı baş gösterir ve kadınların ayakları üşür. Bu meridyen yumurtalıkların çalışmasıyla ve ay halinin düzenli olmasıyla ilişkilidir.
MİDE MERİDYENİ: Mide hazımdan sorumludur. Bu meridyendeki tıkanıklık, yorgunluk zayıflık tiroid problemleri, göğüste kist, fıtık, kabızlık, apandisit, pankreas dalak safra kesesi sorunları yumurtalık sorunlarına yol açabilir. Bacak ağrıları varis boyun ve omuzun sertleşmesi, bacakların ağır gelmesi, diz altının üşümesi, çok esnemek ve çabuk yorulma olarak tezahür edebilir.
DALAK-PANKREAS MERİDYENİ: Dalak kanın oluşumu ve düzgün akışından sorumludur. Kullanılmış kırmızı kan hücrelerini yok edip zararlı bakterileri nötralize eden yapılar oluşturur. Bu organdaki dengesizlik, zayıf adaleler, renksiz ve kuru dudaklar, göğüste kist, kol altı lenflerinde şişmesi, mide ağrısı, rahimde kist, aybaşı sorunları, fıtık, bacak ve diz ağrıları gibi rahatsızlıklara neden olabilir. Dalak meridyeni vücuttaki sıvının dengesinde rol oynadığı için, ödem yani fazla sıvının vücutta birikmesi bu meridyenin tıkanıklığından kaynaklanabilir. Psikolojik olarak kişi çok düşünür ve endişeye kapılabilir ve açlık hissedebilir.
KALP MERİDYENİ: Kalp ve ince bağırsak meridyenleri eş meridyenlerdir. Kalp kanı ve damarları idare eder, kan dolaşımını düzenler. Kalp meridyenindeki dengesizlikler sinirsel gerilim olarak ortaya çıkar. Bu meridyendeki tıkanıklık; kolun iç tarafından ağrı, uyuşma, el küçük parmağında ağrı veya tutukluk, uykusuzluk unutkanlık mantıksız hareketler gibi sorunlara yol açabilir.
MESANE MERİDYENİ: Mesane meridyeni böbrekleri uyarmada ve düzenlemede sorumludur. Mesane meridyenindeki dengesizlikler baş gösterdiğinde büyük sinirsel gerginlik yaşanır ve kişi aşırı tepkiler verebilir. Sırtın altındaki kaslar genellikle sertleşir. Bu meridyendeki tıkanıklık baş ağrısı, omurilikte tutukluk, ense ve bel ağrıları, varis, bacaklarda kramp ve adalelerde kasılma gibi durumlar yaşanabilir.
BÖBREK MERİDYENİ: Böbrekler Ch’i enerjisinin depolandığı yerdir. Bu enerji vücuda hayati faaliyet ve canlılığı sunar. Böbreklerin iyi çalışmaması toksinlerin birikmesine kan dolaşımının iyi yapılmamasına sebep olur. Bu meridyendeki tıkanıklık yüksek tansiyon, akciğerlerde tıkanıklık, mesane sorunları, kasıklarda egzama ve mantar, cinsel sorunlar, kısırlık, varis, şiş ayak bilekleri durumlarına yol açabilir.
KARACİĞER MERİDYENİ: Bu organ Ch’i enerjisini ve kanı her yöne yollar. Bu meridyen sinir sistemini kontrol ettiğinden, enerji meridyenindeki dengesizlik; depresyon kızgınlık gibi psikolojik sorunlara yol açabilir. Hayata gösterilen ilgi ya da ilgisizlik bu meridyenle ilişkilidir. Karaciğer meridyenindeki dengesizlikler sonucunda güç kaybı, aşırı yorgunluk huysuzluk, aşırı duygusallık, baş gösterebilir. Gözler parlaklığını kaybeder. Prostat, testis sorunlarına yol açabilir.
SAFRA KESESİ MERİDYENİ: Bu meridyendeki tıkanıklık şakaklarda ağrı, boyunda ağrı ve tutukluk, omuz ve kasıklarda ağrılar, diz sorunları, kalçadaki artrit ağrısı gibi sorunlar oluşabilir.
HORMON MERİDYENİ: Çinlilere göre bütün organlar bu meridyen tarafından korunduğu gibi, vücut sıcaklığı dengesi bu meridyenin görevlerinden biridir. Bu meridyendeki tıkanıklık, gözün arka kısmında ağrı, kulaklarda sorunlar, omuz ağrısı, kollarda tutukluk ve ağrı gibi rahatsızlıklara yol açabilir.
KAN DOLAŞIMI/ PERİKARD MERİDYENİ: Bu meridyenin görevi, kalbi fazla yorulmaktan korumaktır. Stresin etkileri kalbe gitmeden önce bu zarda kendini belli eder. Bu meridyendeki zayıflık, kol altlarında acı ve şişkinlik, dirseklerde egzama, siğil ve beyaz lekelere neden olabilir.
Bir meridyendeki enerji dengesi bozulduğunda, başka meridyenlerden enerji çekilimi olduğu için, bu diğer meridyenlerin dengesine de etkiler. Kişisel düzeyde fiziksel sağlığımız için, reiki, yoga, meditasyon, dua, zikir çalışmaları yapabiliriz. Kozmik bilim açısından namaz da enerji bedenimiz için gerekli enerji takviyesi yapma amaçlıdır.
Batı Tıbbı, enerji meridyenleri kapsamındaki bilgileri ‘akupunktur’ ve ‘refleksoloji’ tedavilerinde kullanmaktadır.
Kaynaklar:
Ruhsal Gelişim ve Kader, Ender Saraç
Işığın Elleri, Meta Yayınları
Bioenergy & Vitamins Dergisi
http://www.enerjibedendengesi.com
http://www.ipekcaldemir.com
http://www.bugday.org
YAZAR HAKKINDA BİLGİ
Burçin İvren,
MERİDYENLER
(“CHİ” dergisi Ağustos 2006)
“Asıl amacımız canlıyı dertlerinden kurtarmaktır”. Dr. Nüzhet Ziyal
Her geçen gün varoluş katmanlarımızı keşfederken,
kendimize daha bütünsel bakmayı öğreniyoruz.
Sadece etten kemikten değil, enerji ve ruhsallığın
bir karışımı olduğumuzu öğrenme yolunda kendimiz
için yapabileceklerimiz de çeşitleniyor,
daha derinlere işleyen yeni bilgiler hayatımıza giriyor.
VÜCUDUMUZUN HARİTASI : MERİDYENLER
(“CHİ” dergisi Ağustos 2006)
“Asıl amacımız canlıyı dertlerinden kurtarmaktır”. Dr. Nüzhet Ziyal
Her geçen gün varoluş katmanlarımızı keşfederken, kendimize daha bütünsel bakmayı öğreniyoruz. Sadece etten kemikten değil, enerji ve ruhsallığın bir karışımı olduğumuzu öğrenme yolunda kendimiz için yapabileceklerimiz de çeşitleniyor, daha derinlere işleyen yeni bilgiler hayatımıza giriyor.
Shiatsu, Chi Kung veya Akupresur gibi şifa teknikleri aslında hep var olmuşken değişen zaman boyutu ile eşleşen bir doğrultuda karşımıza her zamankinden daha fazla çıkmaya başladı. Her yeni olgu beraberinde başka yeni bilgilerin gelmesine sebep oluyor. Meridyenler de bunlardan biri. Meridyen denince aklımıza hep haritalardaki meridyenler gelir. Ancak vücudumuzun meridyenlerden oluşan bir haritasının olduğunu, konunun uzmanlarından başka kimse bilmiyorsa da meridyenler, her geçen gün daha fazla karşımıza çıkmaya devam edecekler.
Çin kültüründe “Ch’i” olarak tanımlanan yaşam enerjisi, vücudumuzda “MERİDYENLER” aracılığıyla dolaşır. Chi enerjisini vücudumuzun tam olarak neresinde bulunduğunu bilemediğimiz “CAN” olarak da kabul edebiliriz.
Vücudumuzu, tıpkı kan damarları ve sinir sistemi gibi bir ucundan diğerine, bazen birbirleriyle kesişerek dolaşır. Geleneksel Çin tıbbında “meridyenler” olarak bilinir. Kadim kültürlerde çok iyi bilinen ancak içinden geçip geldiğimiz karanlık çağlar içinde kaybolup giden birçok kavram ve yaşam enerjileri gibi “Meridyenler” de, tekrar hatırlanıp keşfedilerek ait olduğu yere dönüş yapmaktadır. Modern tıbbın bu bilgiyi henüz bünyesine katamamış olması bir şanssızlıktır.
Meridyenler, her zaman sıkça adını duyduğumuz, “akupunktur” noktalarının bir sırada, peş peşe izledikleri, gözle görünmeyen ve deri altında mevcut olan, değişik yönlere enerji taşıyan hatlardır; vücudumuzun “HARİTASIDIR”.
Son yüzyıl içinde Çin’den tekrar dünyaya yayılan bilgi, ilk kez, 17. yüzyılda Çin’e gelen misyonerler, daha sonra da Batılı doktorlar tarafından keşfedilip Avrupa’ya tanıtılmıştır. Daha sonraları Çin’de yasaklanan akupunktur, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla yeniden “Geleneksel Çin Tıbbı” olarak kullanılmaya başlamıştır. Akupunktur ve meridyen bilgisi, Nixon ve ekibinin Çin’e yaptığı bir gezide yaşadığı özel bir deneyim ve Londra’dan Dr Felix’in girişimleri sayesinde, batıda tekrar tıp literatürüne girmiştir.
Ancak bu, bilginin tekrar dönüşü aşamasıdır. Çünkü meridyen bilgilerinin geçmişi, Çin’de 5000 yıldan çok daha geriye gider. Bu dönemde, 980-1037 yıllarında yaşamış İbn-i Sina’ya ait bir meridyen haritası vardır ve kişisel görüşüme göre bütün meridyen bilgileri Çin’den dünyaya yayılmış olsa da bu bilgi aslında Çinlilere Uygur Türkleri tarafından geçmiştir. Kadim Çin kültürü şamanik bilgilerden etkilenmiştir. Bu konuda bir çok ipucu, “meridyen” bilgisinin aslında kadim Türklere ait olduğuna, Uygur Türklerinin de bu bilgiyi Lemurya’dan almış olabileceği varsaymama neden olmakta. Çünkü vücudumuzdaki meridyenler aynı zamanda evrensel meridyenlerin bedenimize izdüşümüdür ve içinden çıkıp geldiğimiz demir çağı boyunca meridyenlerimiz evrensel meridyenlerden kopmuştu. Eric Pearl’ün Türkiye’yi ikinci ziyareti sırasında, vücudumuzdaki meridyenlerin evrendeki meridyenlere tekrar bağlantısını yaptıran kişilerden biriyim. Tekrar bağlantı sırasında evrenin kaynağından gelen şifa ışığı benimle birlikte birçok kişinin meridyenlerinde dolaştı. Bunlar, meridyenlerle ilgili ezoterik ve enerji biliminin sınırlarını zorlayan girişimler ise de, günlük yaşam içinde meridyenler ve üzerlerinde taşıdıkları yaşam enerjisinin kesilmesi, sağlığımızla ilgili önemli sorunlar yaşanmasına sebep olabilir. Ortodoks tıp ve enerji tıbbı henüz birlikte çalışmadıkları için bu anlamda herkes kendi meridyenlerinin çalışmasına dikkat etmek zorunda.
Şöyle ki; binlerce yıldır bilinen ve kabul edilmiş 26 tane meridyen, gelişmiş bir metro ağı gibi vücudumuzu bir baştan bir başa dolaşarak organlara Chi enerjisini taşır. Sağlığımızın tam olabilmesi için meridyen kanallarında bu enerjinin kesintisiz akması gerekir.
Meridyenlerde “ÖN ORTA KANAL” ve “ARKA ORTA KANAL” olarak tanımlanan iki ana hat vardır. 24 noktadan oluşan Ön Orta Kanal (REN), vücudun 6 YİN meridyenini, 26 (28) noktadan oluşan Arka Orta Kanal (DU) ise 6 YANG meridyeni idare eder. Bu iki meridyenden başka, vücudumuzda paralel bir düzende, ellerin ve ayak parmaklarının uçlarındaki “TİNG” noktalarından başlayan veya biten 6 Yin (dişi), 6 Yang (erkek) olmak üzere 12 çift meridyen vardır ve her biri adıyla anıldığı organa enerji taşır.
Ön orta kanal: ( Conception vessel = CV), Perineden başlar, vücudumuzun ön ortasını boydan boya geçer ve çenede, alt dudakta biter. Bütün Yin Enerji depolarının meridyenlerini kontrol eder.
Arka Orta kanal: (Governor vessel = GV)
Kuyruk sokumundan başlar, sırtımızı boydan boya geçer başın üstünden dolaşıp üst dudak altında diş etinde biter. Vücüdun enerji dağıtan yang, organ meridyenlerini kontrol eder.
Ellerde başlayan meridyenler:
Akciğer 11, kalp 9, ince bağırsak 19, kalın bağırsak 20, pericard 9, üçlü ısıtıcı 23 noktadan oluşur.
Akciğer meridyeni: Göğüste başlar, başparmakta sona erer. Metal elementinin etkisindedir.
Kalın Bağırsak meridyeni: Akciğerin eş organıdır. Metal elementinin kontrolü altındadır. El işaret parmağından başlar, burnun kenarında biter
İnce bağırsak meridyeni: Serçe parmağından başlar, yüzde kulak dibinde biter. Kalbin eş organıdır. Ateş elementinin etkisindedir.
Kalp meridyeni: Ateş elementidir. Koltuk altından başlar, elin serçe parmağında biter.
Perikard: Göğüste başlar, elin orta parmağında sona erer. Ateş elementinin kontrolündedir. Enerji depolar.
Üç Isıtıcı: (Sanjiao) Batı tıbbında karşılığı yoktur. Kalp, akciğer ve mide bölgesinin enerji dağılımını kontrol eder. Elde, yüzük parmağından başlar, gözün yanında biter. Ateş elementidir.
Ayaklarda başlayan meridyenler:
Mide 45, dalak-pankreas 21 (Geleneksel Çin tıbbında bu iki organ tek bir organ olarak kabul edilir), İdrar kesesi 67, böbrek 27, safra kesesi 44, karaciğer 14 noktadan oluşur.
Mide: Eş organı dalaktır. Her ikisi de toprak elementinin etkisindedir. Gözün altında başlar, ayak ikinci parmakta biter
Dalak-Pankreas: Ayak baş parmağından başlar, göğüste biter. Toprak elementinin etkisindedir.
Safra Kesesi: Karaciğerin eş organıdır, gözün dış köşesinden başlayıp ayak dördüncü parmakta sonlanır. Ağaç elementidir.
Karaciğer: Ağaç elementinin kontrolündedir. Ayak baş parmaktan başlar, göğüste biter.
İdrar Kesesi: Su elementi kontrol eder. Böbreğin eş organıdır. En uzun meridyendir. Gözün iç köşesinden başlayıp başın üst kısmında dolanır, boyunda ikiye ayrılıp sırtta devam eder ve küçük ayak parmağında sonlanır.
Böbrek:Ayak tabanından başlayıp göğüste biter. Su elementinin etkisindedir. Eş organı idrar kesesidir.
Ellerde ve ayaklarda başlayan/biten meridyenler çifttir, örneğin, sol eldeki kalın bağırsak meridyeni sağ elde de aynı hatta mevcuttur.
Bir meridyen ait olduğu organa enerji götürürken, bu akış akupunktur noktalarından aktarılarak oluşur. Bu noktalardan birkaçı veya tamamı kapanıp enerji bloke olduğunda sorunlar başlar, ilgili organa enerji gitmez. Kan damarlarında tıkanıklık olduğunda kan nasıl gitmesi gerektiği yere gitmiyor ve buna bağlı sorunlar çıkıyorsa, meridyen hattındaki enerji kesintisi de benzer sorunları ortaya çıkartır, ancak ne yazık ki enerji kesilmesinin sebebi bulunamaz ve belirsiz hastalıklar ortaya çıkar; Bu durumu, evimizdeki elektrik arızası gibi düşünebiliriz. Elektrik olmayan bir odada birçok şey yapılamaz. Aynı şekilde enerjisi kesilmiş organ da yaşam faaliyetini gösterecek enerjiden yoksun olur ve enerji temin etmek için bazen eş organından enerji çalabilir. Meridyenlerin çalışma sistemi ve organlarla iletişimi, burada birkaç sayfaya sığdırılamayacak kadar çok yönlü ve karmaşık olsa da; önemli bir diğer sistem, her bir organ meridyeninin, bir “ EŞ ORGAN” fonksiyonuyla birbirine olan bağlantısıdır.
Bir örnek verilecek olursa; Geleneksel Çin tıbbında akciğerin eş organı kalın bağırsaktır. Meridyen ağı, başladığı noktalardan, cilt altında akupunktur ve akupresur ile müdahale edilebilen hattan sonra vücudun derinliklerine doğru ilerleyip adı ile bilinen organa gider. Bu organa ulaştıktan sonra da “eş organa” geçer. Akciğer meridyeni de kalınbağırsaktan geçer. Her ikisi birbirinin eş organıdır ve birinin sorunu olduğunda, diğerinin enerjisini çalabilir. Böyle bir durumda vücutta şaşırtmacalar doğar.
“Akciğerimizde oluşan bir rahatsızlığın sebebi aslında kalın bağırsak olabilir. “
“Holistik Tıp”ın gerçekleşmesi için meridyen akış ve çalışma bilgisinin modern tıp içinde yer alması gerekir. Çünkü “meridyenler”, vücudun enerji hatlarıdır, Bu bilgiler, bize yine vücutta oluşan YİN-YANG devresini ve hangi organın başka hangi özellikleri olduğunu, çalışma saatlerini ve diğer sistemlerle olan bağını öğretir ki; hiç iyileşmeyen bir hastalığın sebebi, element dengesi bozulmuş bir organ veya Yin-Yang devresi tersine akan bir meridyen olabilir. Acmos sistemi, vücudu bir fabrikaya benzetir ve organları “Hazine organlar- İşçi organlar” olarak ikiye ayırır. Akciğer, kalp, böbrek, dalak, karaciğer hazine organlardır ve enerjiyi depolar. Kalınbağırsak, ince bağırsak, mesane, mide, safra kesesi işçi organlardır ve enerji dağıtırlar. Her bir organın çalışmasında “pik” yaptığı bir zamanlaması vardır. Mide 07.00-09.00 arasında , dalak 09.00-11.00 arasında çalışma temposunun en yüksek noktasındadır ki bu, ait olduğu meridyenin de en etkin olduğu zamandır.
Bütün bunları bilmek, hastalıkların teşhisinde yardımcı, kolay ve çabuk tedaviyi destekleyen eşsiz bir sistemdir. Enerji tıbbı varolmasaydı Çin’de milyarlarca insanın yaşadığı maddi koşullar içinde sağlıkla varolmaları mümkün olamaz, ne hastane ne de doktor bu nüfusun sağlık hizmetine dayanamazdı. Çin’de insanlar koruyucu tıp ile ayakta kalmakta, sadece hasta olduklarında değil, sağlıklarının korunması için düzenli olarak doktora gitmektedirler.
“SİZ” adlı son kitabında “İĞNELERLE YAŞAYIN” diyen ünlü kalp uzmanı Mehmet Öz, kendine özgü esprili anlatımıyla “Doğu tıbbı enerji akışını yeniden yönlendirmekte başarı sağlarken, batı tıbbı da akupunkturun etkilerinin nedenini araştırmaktadır.” diye devam ediyor. Ülkemizde henüz yayınlanmayan “Smart Patient” adlı yeni kitabında akıllı bir hasta olmak için neleri bilmek gerektiğini merakla bekliyorum.
Meridyen hatları, organlarla ilişkileri, kesiştikleri noktalar, element özellikleri, çalışma saatleri ve daha pek çok spesifik bilgiyi daha detaylı öğrenmek isterseniz Prof. Dr. Cemal Çevik’in “Medikal Akupunktur” kitabını, bulabilenler için de Dr Nüzhet Ziyal’ ın “ Bilimsel Akupunktur” kitabını öneririm. Bu kitapları inceleyenler Türkiye’de çok uzun zamandır bu alanda emek veren bir çok değerin ve birikimin olduğuna şaşıracaklar.
Ayrıca, Çin’den gelen ve bütün meridyenleri gösteren plastik insan figürlerinden bir tane edinebilirsiniz. Acmos sisteminin “Bio-Feedback” cihazıyla meridyen enerjinizi ölçtürebiliriniz.
Meridyenleri en iyi çalıştıran ve enerji akışını sağlayan bir meditasyon-nefes ve enerji çalışması olan Ch’i Kung, “enerji çalışması” anlamına gelir. Çin’de her sabah işlerine giden binlerce insan, yol boyunca kendine özgü estetik, ritmik hareketler yaparken izlenebilir. Bu, Ch’i Kung ve Tai Chi’ dir. Binlerce yıl içinde Çin’de bir araya getirilmiş bu bilgiyle “fiziksel ölümsüzlük” hedeflenmiştir. Çin felsefesine göre, enerjisi mükemmel olan bir vücut ölümsüz olabilir.
Meridyenlerin ağlarının bir ucu geçmişe, Mu kıtasına giderken diğer bir ucu geleceğe; milyonlarca ışık yılı uzaklıktaki galaktik bilgelik ağına uzanıyor.
Değişik yollardan biz insanlara ulaşan bilgiler; kendimizi tanımamız, meridyenlerimizin evrene bağlanması, kadim bilgeliklerin günümüzün yüksek teknolojisi ile el sıkışması, içimizdeki Tanrı’yla tanışmamız; unutulmuş, saklanmış bilgilerin “GİZ” olmaktan çıkıp sıradan olması; fiziksel, zihinsel ve ruhsal alanlarımızdaki dağılmış parçalarımızın toplanıp merkezlenmesi; içimizdeki ve dışımızdaki bilgilerle “BİR” olup bütünleşme yolunda; “meridyen” bilgisinin diğer bilgilere köprü olması niyetiyle….
http://www.enerjibedendengesi.com
Işık ve Sevgiyle
alinti
ayrica bknz AKUPUNKTUR TEDAVİSİ Dr.E.Hakan ERALTAN T.C.SağlıkBakanlığı ppt dosyasi –