Osmanlı tababeti genellikle Selçuklu ve İslam tababeti bir devamıdır.Osmanlı uygarlığı ilk dönemlerinde tıbbi bitkilerle ilgili en mühim kaynak İbni Baytar’ın eserinde
Türkçe çevrileri yaparak sonradan Calinos, İbni Sina, İbniBaytar ve Razi gibi yazarların eserlerinden yararlanılarak Türkçe kitaplar önam kazanmıştır.Osmanlı padişahları bu işe çok önem verirmiş ve bu dönemde yaşayan Evliya Çelebi gibi kişilerden faydalanılmıştır.1909 yılında İstanbul Tıp Fakültesine bağlı olarak kurulan eczacılık okulunun öğretim programına bitkiseldrogları öğretmek amacıyla “Farmekognozi” ismi altında bir ders konulmuştur.Hekimlerin kontrolü altında çalışan personel vakfiyelerde ¨ Taba – 1 Eşribe ¨ Aşşab gibi isimler verilir. İlaç hazırlamak kullanılan droglar ise aktar veya aktart denilen esnaf sınıfı tarafından satılmaktadır. XVIIII .y.y.’ da bunların sayısı yalnız İstanbul’da beş yüz olduğu bilinmektedir.Bunlardan bir örneği Mısır çarşısında çok geniş bir şekilde yer almakta idiler.
Dünya harbi sıralarında kontroller belediye ve sağlık müdürlüğü tarafından sıklaştırılmış mısır çarşısı gibi ilaç pazarları niteliğini tamamen kaybetmiş baharat çarşıları haline gelmişler.
İlaç yapımında hayvansal kökenli droglar, bitkisel kökenli olanlara oranla daha az kullanılmaktadır.Bu nedenle hayvansal droglar hakkında bilgi veren yayınlar çok azdır.Osmanlı İmparatorluğu döneminde insan sağlığı için kullanılan droğlar, ilaçlar, aletler ve kitaplara ait örnekler ise 1962 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi bünyesinde kurulmuş olan “ Türk Eczacılık Müzesi’nde bulunmaktadır.