Lokal Cerrahi Tedavi
Kanser cerrahisinin amacı bir normal doku sınırı ile birlikte kanserli dokunun rezeksiyonudur. Re-zeksiyon sınırları patolojik olarak tümörden arındırılmış olmalıdır. Tam olmayan (inkomplet) rezeksi-yonlar, semptom palyasyonu (kanama, obstrüksi-yon veya paraneoplastik sendromlar) için haklı olabilir. Yine inkomplet eksizyon sadece ovaryan kanserde olduğu gibi rezidüel tümör için etkin alternatif tedavilerin olduğu nadir durumlarda yararlı olabilir.
Lenfadenektomi
Bölgesel lenfadenektominin rolü tam olarak ay-dınlatılamamıştır. Metastaz, sıklıkla ilk basamak bölgesel lenf nodlarmadır ve çoğu kanserin primer tedavisi sırasında lenfovasküler pedikül blok olarak çıkarılır. Nodal hastalığın varlığı kolorektal, meme, baş-boyun ve uterus kanserlerinde adjuvan tedavi uygulamasını gerektirir. Elektif bölgesel lenf nodu disseksiyonu melanom, gastrik, özofagus, meme, baş ve boyun ve kolorektal kanserlerde daha iyi bir lokorejiyonel kontrol sağlar. Bölgesel lenfadenektominin hastalık seyrini tümden değiştirdiğine dair yeterli kanıt yoktur. Elektif lenf nodu disseksiyonu-nun (ELND) uygulanması birçok faktöre bağlıdır. Okült (gizli) lenf nodu metastazı olasılığı oldukça yüksek olmalıdır ki cerrahi girişime eşlik edebilen morbiditeyi göğüsleyebilsin. Üstelik, okült lokal metastaz insidansınm okült sistemik metastaz riskinden daha yüksek olması gerekir. ELND’nin herhangi bir kanser için sağkahmı arttırmadığı tam olarak gösterilememişse de, destekleyici retrospektif veriler ve prospektif çalışmalar vardır. Özellikle ma-lign melanom ve gastrik, özofajiyal, rektal ve servi-kal kanserler için lenfadenektominin uygulanmasını savunan birçok yayın söz konusudur. Retrospektif verilerin ELND için bir sağkalım avantajı göstermediği olgularda, lenfadenektomi bölgesel rekürrensin sonuçlarının belirgin olduğu durumlarda uygulanabilir. Ayrıca, ELND sonuçlarının ardışık tedavileri etkileyebileceği durumda da önerilmektedir.
Geniş “Extensive” Cerrahi İşlemler
Neredeyse inoperabl kabul edilebilecek yaygınlıkta ileri evre ancak dikkatle seçilmiş tümörler nadiren de olsa kür amaçlı olarak ameliyat edilebilir veya iyi bir palyasyon sağlanır. Bu cerrahi teknik için uzak metastaz olmamalıdır. Pelvik ekzantrasyon, sitoredüktif cerrahi, hemipelvektomi, baş-boyun kanserlerinde “komando ameliyatı’ bu amaçla uygulanabilir.
Onkolojik hastaların yaklaşık %80’inde primer tedavi yöntemi cerrahidir. Cerrahı tedavinin başlıca avantajları tek dozluk bir tedavi olması, lokal etkili olması ve tümörün tamamen çıkarılabilmesidir.
Küratif cerrahide amaç, tümörün tamamıyla çıkarılmasıdır. Bunun için primer tümör, doğrudan yayılımları ve ilgili lenf nodülleri de çıkarılmalıdır. Küratif cerrahi için uygulanması gereken rezeksiyo-nun genişliği tümörün yerleşim veri ve cinsine göre değişmektedir. Özellikle gastromtestinal tümörler de uzak metastaz olmadan çevre organlara yayılım olabilmektedir. Bu tarz yayılım tespit edilen lokal ilerlemiş tümörlerde, tümörün çevre doku/organ ile “an-blok (bir bütün halinde)” rezeksiyonu kür şansını arttırmaktadır.
Önleyici Cerrahi
Cerrahi, kanser gelişiminin önlenmesinde sınırlı role sahiptir. Ailede ciddi kanser hikayesi olan hastalarda, kanserleşme ihtimali çok fazla olan lezyon-larda ve kansere neden olabilecek konjenital predis-pozan faktör varlığında önleyici cerrahi uygulanabilmektedir.
Örnek olarak familyal polipozis koli ve ülseratif kolitte kolektomi yapılması, ailede ciddi meme kanseri hikayesi olan ve fibrokistik hastalığı olan kadınlarda profilaktik subkutan mastektomi yapılması önleyici cerrahi için sık uygulanan yöntemlerdir.
Rekonstrüktif Cerrahi
Radikal cerrahiden sonra deformiteyi azaltmak ve hayat kalitesini artırmak için (mastektomiden sonra meme rekonstrüksiyonu, sarkom cerrahisinden sonra yapay eklem ve ekstremite takılması, ürolojik organ rezeksiyonundan sonra penil imp-lant takılması vb.) rekonstrüktif cerrahi uygulanmaktadır.
Destekleyici Cerrahi
Onkolojik hastalarda destekleyici tedavi için değişik cerrahi işlemler uygulanmaktadır. Hastayı pa-renteral yolla beslemek, çeşitli sitostatik ajanlar vermek için santral venöz sisteme (örneğin, subklavian vene) kateter yerleştirilebilir (“vcısküler erişim”). En-teral beslenmeyi sağlamak için gastrostomi veya je-junostomi açılabilir.
Metastatik Hastalığın Tedavisi
Metastatik hastalık için yapılan cerrahi primer lezyonu kontrol etmeye ve tüm bilinen metastatik depozitleri rezeke etmeye yöneliktir ve daha etkili bir tedavi biçimi bulunmadıkça uygulanacaktır. Re-zeksiyon öncesi yoğun bir metastaz araştırması yapılmalı ve hastalığa özgü olası odaklar araştırılmalıdır.
Pulmoner metastazlar: Ekstratorasik kanser öyküsü ve akciğerinde yeni bir nodülü olan hastalarda, %62’si ikinci bir primere ve %25’i soliter bir metastaza sahiptir. Özgün kanser skuamöz kanser ise, yeni çıkan nodüllerin çoğu yeni primerlerdir. Eğer kanser melanom ya da yumuşak doku sarkomu ise nodüllerin tümü metastatik kökenlidir.
Hastanın tanısal araştırılması için akciğer grafisi, akciğer bilgisayarlı tomografisi, bronkoskopi (lez-yon santral yerleşimli ise ya da ana bronkus tutuluşunu düşündürecek kadar büyükse) ve effüzyon mevcutsa sitoloji amaçlı torasentez uygulanmamalıdır. İnce iğne aspirasyon biopsisi gerekli değildir çünkü rezeksiyon sitolojinin tanıyı doğrulamasına bakılmaksızın yapılacaktır. Hasta yeterli pulmoner rezerve ve 1 litre’den fazla FEVl’ne sahip olmalıdır. Pulmoner metastatektomi endikasyonları: 1) rezeksiyon ile tüm hastalık kontrol edilebilmeli, 2) ekstratorasik hastalık olmamalı ve 3) işlem sonrası hastanın yeterli fonksiyonel akciğer kapasitesi bulunmalıdır.
Beyin metastazları: Beyin metastazı olan hastaların uzun süreli prognozu kötüdür. Sağkalım süreleri hiç tedavi yapılmayan; sadece steroıd alan; ste-roid + radyasyon ve cerrahi + radyasyon alan hastalarda sırasıyla 1-2 ay, 2-3 ay, 4-6 ay ve 5-12 aydır. Nöroşirurjikal girişim endikasyonları tanısal belirsizlik, soliter metastaz ya da ilaç verilmesi için kateter yerleştirilmesidir. Beyin metastazlarının rezeksi-yonu sonrası uzun süreli artmış sağkahmı belirleyen faktörler: (1) primer tümörün tedavisi sonrası 1 yılı aşan hastalıksız interval, (2) iyi bir performans durumu, (3) relatif radyosensitivite, (4) tümör rezeksi-yonunun boyutu (kısmi ya da tam), (5) cerrahi öncesi altta yatan serebral disfonksiyonun derecesi ve (6) yavaş ilerleyen histolojik değişiklik.