Araştırmalara göre Parkinson hastalarında, sağlıklı insanlara oranla çok daha fazla oranda pestisit bulunuyor.
Araştırmacılara göre hastalığı zaten ilerlemekte olan insanlarda bu kimyasal, tetikleyici görevi görebiliyor. İleriki zamanlarda, kandaki pestisit oranı ölçümünün, nörolojik olarak bir tehdite dönüşmeden önce hastalığı teşhis koyabilmeyi sağlayabileceği umuluyor.
Beynin bir kısmındaki sinir hücrelerinin kas hareketlerini kontrol etmesi ile oluşan Parkinson hastalığından sadece İngiltere’de yılda 120.000 kişi Around zarar görüyor ya da hayatını kaybediyor.
Pestisitin yarı ömrü yedi-sekiz sene olması nedeniyle vücutta uzun süre kalabiliyor. Pestisit kullanımı ve Parkinson hastalığı arasında bir bağlantı olduğu uzun zamandır biliniyor ama kesin bir tanı konulamıyor. Bu oldukça önemli çünkü hastalık, ciddi bir hasar bırakmadan önce teşhis edilemiyor. Bu risk faktörü hakkında yapılacak bir test, erken teşhis sağlayabilir ve koruyucu bir tedavi geliştirilmesine yardımcı olabilir.
Parkinson hastası bazı insanlar, hastalığı çevreden kapabiliyorlar, ama genlerin de bu hastalıkta çok büyük bir rol oynadığı gerçek. Yukarıdaki bulgulara ulaşabilmek için yaşları 50 ile 89 arasında değişen, 50’si Parkinson, 20’si Alzheimer hastası ve geri kalanı da sağlıklı olmak üzere 113 gönüllü ile bir çalışma yapılmıştır.