Sivilce (akne), ciltteki kıl ve yağ bezlerinin iltihabi bir hastalığıdır. Normalde bu bezlerin salgıladığı yağın, deri yüzeyine çıkarak atılması gerekmektedir; ancak ergenliğin ilk dönemlerinde, vücutta gelişim ve değişimler başladığı sırada bir dizi hormonal dengesizliğe bağlı olarak yağ bezi daha fazla yağ salgılar, bu yağın deri yüzeyine geçişini sağlayan kanal yoğunlaşmış bir yağ kütlesi nedeniyle tıkanır. Aknenin temel sebebi bu tıkanmadır.
Akneyi neler etkiler?
Yazın güneşin ultraviyole ışınlarının kurutucu etkisi ve iyotlu deniz suyu cildi kurutup, yağ üretimini azaltır. Bu yüzden akne yazın sakinlerken, sonbahar ve kışın daha çok artar.
Nemli ortamlarda yapılan işler akneyi kötüleştirir.
Aknenin sıkılarak temizlenmesi önerilmez. Sıkma sonucu enfeksiyon yayılabilir. Özellikle cerahat derinde ise, onu çıkartmak için kuvvetle sıkmak daha derine kaçmasına ve daha uzun süre daha büyük boyutta devam etmesine, hatta yara izi bırakmasına neden olur.
Cilde uygulanan bazı kozmetiklerin akneyi kötüleştirdiğine dair kanıtlar var. Bununla birlikte herhangi bir genelleme yapmak oldukça zordur. Akneli hastalara yağlı olmayan malzemelerle ve olabildiğince kısa süreli kozmetik kullanmaları önerilir.
Hamile kalmayı önleyici nitelikteki herhangi bir doğum kontrol hapı akneyi etkilemez. Akneyi önleyici nitelikte bir doğum kontrol hapının hem östrojen, hem de antiandrojen içermesi gerekir.
Akne yetişkinlerin aylar hatta yıllar süren bir problemidir. Yüzeysel tedaviler ve tekrarlanan antibiyotik tedavisi oldukça uzun zaman alabilir.
Nelere dikkat etmeliyiz?
Sabahları derinin salgılarını harekete geçirmek akşamları da gözeneklerde birikmiş kir zerreciklerinden kurtulmak için iyi bir cilt temizliği yapılmalı.
Haftada bir kez buhar banyosu hazırlayabilirsiniz. Gözeneklerin genişlemesini sağlayacağından, siyah noktalardan kurtulmanız kolaylaşacaktır. Başınızın üzerine bir havlu örterek, yarıya kadar kaynar su doldurduğunuz bir tencerenin üzerine eğilin. 10 dakika sonra, yüzünüzü kurulayın ve siyah noktaları temizleyin. Cildiniz tamamen kuruduğunda tekrar buhara tutun. İşlem sona erdiğinde yüzünüzü bir tonikle dezenfekte edin.
Cildi fazla hırpalamadan düzenli olarak yıkayın. Cildi fazla kurutmamak için PH değeri derinin doğal PH’ına yakın (5.5 civarında) bir temizleyici kullanılmalı. Daha da derinlemesine bir temizlik isteniyorsa, her 3-4 günde bir, gözeneklerde biriken yağ ve tozu alan kil maskesi uygulanabilir.
Son araştırmalar, beslenmenin akne üzerinde doğrudan etkisi olmadığını gösterse de, üzerinde durulması gereken önemli bir nokta var: Meyve ve sebze açısından zengin, sağlıklı beslenme cildin en önemli dostu.
Kış gelip de akneler belirmeden önce mutlaka dermatoloğunuzla görüşün. Çünkü, yaz aylarında kuruyup hassaslaşan cildiniz, tatil öncesinde uyguladığınız akne tedavisini tekrarlamanızdan zarar görebilir.
Her gün organizmayı temizleme özelliği taşıyan bir bitki çayı içmek cildinize faydalı olacaktır. Özellikle ıhlamur ve rezene içeren çayların çok yararını görürsünüz.
Akne yavaş iyileşir, tedaviyle ikinci ayın sonunda % 30-40, altı ayın sonunda % 80-90 iyileşme beklenir. Tedavi sırasında deride bazı tahriş belirtileri, yani kızarma, kepeklenme ve soyulma gibi yan etkiler olabilir. Bunlar geçici olup tedavi sürdürüldükçe azalacaktır.
Kısa kısa…
Ellerimize nasıl bakalım?
Sık sık kullandığımız ellerimizin daha güzel ve sağlıklı görünmesi için egzersizler yapmak gerekiyor. Eksersizler kan dolaşımını hızlandırır ve daha iyi bir bakım sağlar. Yapılabilecek hareketler ise şunlar:
Yumruk açma: İki elinizi de aynı zamanda yumruk yapın ve yumruğunuzu iyice sıkın. Sonra parmaklarınızı öne doğru mümkün olduğunca açın. Bu hareketi en az 6 kere tekrarlayın.
Parmak ayırma: Ellerinizi avuçlarınızın yere bakacağı şekilde tam önünüze koyun. Parmaklar birbirlerine sıkıca yapışmış olsun. Sonra parmaklarınızı açabildiğiniz kadar açın.
Eğer deride sertleşme ve çatlaklar varsa çatlaklara kir dolabilir. Bu kirleri limonla çıkarabilirsiniz. Sonra da bir parça pamuk yardımıyla zeytinyağı sürün. Bir süre bekledikten sonra ellerinizi sabunlu suyla yıkayıp iyice durulayın. Tabii ki, sonra krem sürmeyi unutmayın. Bu işlemi günlük olarak tekrarlamalısınız.
Sudaki keramet
Mucize yöntem “Sabah su terapisi” hastalıklara karşı kullanılan eski bir Hint tedavi yöntemi. Buna göre, sabah yataktan kalktıktan hemen sonra, dişlerinizi bile fırçalamadan 1.5 litre (6 bardak) su içmeniz gerekiyor.
Su içildikten sonra takip eden bir saat içinde de hiçbir şekilde yiyecek veya içecek tüketilmemeli. İçilen suyun kaynatılmış olması da tercih ediliyor.
Bu yöntemle kabızlığın 1, şeker hastalığının 3 günde, tansiyonun 4 hafta, veremin de 3 ayda iyileştiği gözlemlendi.
Bu terapi ile kolon ve bağırsakların mukoza kıvrımları daha rahat çalışır. Eğer kolon temizlenirse, günde birkaç kere alınan kandaki gıdalar emilecek ve mukoza kıvrımlarının çalışmasıyla yeni kan haline dönüşeceklerdir.
Gebelikte folik asit
Gebelikte folik asit eksikliği, bebekte spina bifida hastalığına neden olabiliyor.
Nöral tüp defekti adı verilen bir grup doğumsal anomalinin çeşidi olan bu hastalık, genelde omurga kemiği ve bazen de omuriliğini etkiliyor.
Folik asit eksikliği ayrıca beyin gelişimini de olumsuz etkileyebiliyor.
Taze yeşil sebzeler folik asit kaynağıdır, ancak uzun süreli pişirmeler ve uzun süre bekleyen gıdalarda miktarı azalır. En çok ıspanak, yer fıstığı, fındık, karnabahar, kepekli ekmekte mevcuttur.
D vitamini ve kanser
Toronto’daki Mount Sinai Hastanesinden Dr. Julia Knight, Amerikan Kanser Araştırmaları Derneğinin yıllık toplantısında, ekibiyle yaptığı araştırmanın sonuçlarını açıklarken, yaşamın erken dönemlerinde D vitamini almanın çok önemli olduğunu, ergenlik döneminde güneş ışığı, balık yağı, katkılı süt ve bazı balık türleri gibi gıdalardan alınan D vitamininin meme kanseri riskinin azalmasıyla bağlantılı olduğunu bulduklarını ifade etti.
Araştırmada, 10 yıl ve daha uzun süre balık yağı tüketmenin riski düşürdüğü, 20-29 yaşları arasında haftada 9 bardaktan fazla süt içenlerin 5 bardaktan daha az içenlere göre daha az risk altında olduğu bildirildi.