Ayna hastalığı olarak bilinmekte olan dismorfofobide kişi kendi vücudu ile ilgili sürekli eleştirecek birşey bulur vede estetik cerraha koşuyor.
Güzel olmayı herkes ister ancak bu istek bir takıntı halini alır ve kişi kendinde sürekli kusur arayıp bularak mutsuz olmaya başlarsa… Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Teoman Doğan, ‘kusursuz güzellik ‘ imajının yarattığı bir hastalık olan ‘dismorfofobi’ (halk arasında ayna hastalığı olarak bilinir) hakkında bilgi verdi.
Hastayı dinlemek gerekir Op. Dr. Teoman Doğan ‘ameliyat öncesi kişinin öyküsünü dinlemek çok önemlidir. Onu bize getiren nedenleri bilmemiz gerekiyor. Psikolojik durumu gerçekten çok belirleyicidir. Özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde yüzünden veya bedenindeki herhangi bir bölgeden utanan, bu nedenle çevresi tarafından alaya alınan kişilerin duygusal durumları çok hassas olabilmektedir’
Sık sık aynaya bakar Dismorfofobi’si olan bir kişinin estetik operasyon sonrası alınan sonuçtan büyük olasılıkla memnun kalması da mümkün değil. Bu kişiler sürekli aynalarla yakın olmak isterler. Takıntılı derecede kendilerini inceleme halindedirler. Görünümlerinden hoşnut olmadıkları için de aynalara baktıkça depresif ruh halleri artar. Tam aksi de görülebilir. Kişi hiçbir koşulda aynaya bakmayı kabul etmeyebilir. Bu da hastalığın belirtilerindendir. Dr. Doğan’a göre, genellikle burnundan veya göğüslerinden şikayet eden bu kişiler kulaklarının veya kalçalarının büyüklüğünden de yakınırlar. Oysa aslında durum hiç de onların abarttıkları gibi değildir. Ünlülere benzeme hayali Hastalıkta sıklıkla rastlanan bir durum da kişinin kendine rol model olarak ünlüleri alması. Dr. Doğan, bu konu hakkında şunları söylüyor: ‘Bu tip hastaların çoğu bir ünlüye benzemek istiyor. Bunun üzerinde durmak lazım. Örneğin, eline Angelina Jolie’nin resimlerini alıp gelmiş bir kadın hasta baştan ayağa Jolie’ye benzemek istediğini söylüyorsa burada bir problem vardır. Böyle bir durumda yapılması gereken kişileri psikiyatrlara yönlendirmektir.