Micro dermabrazyon kullanımı 1980’li yılların ortalarında Avrupa’da başlamıştır. Dermabrazyon alüminyum oksit adı verilen çok ince ve küçük yapıdaki kristal parçacıkların bu uygulama için geliştirilmiş özel bir sistem ile cilt yüzeyine püskürtülmesi, cilt yüzeyinde güçlü bir sürtünme etkisi ile problemli tabakanın soyulması ve daha sonra bu taneciklerin, soyulan ölü deri ile birlikte vakum yöntemi kullanılarak cilt yüzeyinden atılmasi yöntemidir.
Micro dermabrazyon ile cildin epidermis tabakası yüzeysel olarak, aşamalı bir şekilde soyulur. Böylece cilt yüzeyinde olusan iz, kırışıklık ve pigmentasyon lekesi türündeki sorunlar problemin derecesine göre, soyulmanın etkisiyle iyileşir.
Dermabrazyon islemi uygulanırken cilt yüzeyinde kan dolaşımının artmasıylae hücre yenilenmesi hızlanır ve böylece alttan canlı, taze ve pürüzsüz bir cilt ortaya çıkar. Tüm bu özellikleriyle dermabrazyon son derece etkili ve güvenilir bir cilt yenileme tekniğidir. Bu işlemin yapılabilmesi için mutlaka cilt yüzeyinde bir problem olmasına gerek yoktur, cilt yapımız ve yaşımız göz önünde bulundurularak her sene belirli bir kür olarak yaptırılarak son derece etkili bir anti-aging (yaşlanmayı geciktirici) etki sağlanmış olur.
Bu uygulama son derece kolay, acısız, pratiktir ve hiçbir sekilde anestezi ve benzeri bir işlem gerektirmez. 30 dakikalık seanslar şeklinde genellikle haftada bir kez uygulama yapılmaktadır.
Dermabrazyon bir soyma (peeling) yöntemi olduğu için seans sonrasında uygulama yapılan bölgede hafif bir kızarıklık, küçük şişlikler ve morluklar olması normaldir. Bunlar kısa süre içinde kendiliğinden geçecektir. Kızarıklık geçtikten sonra ciltte pul pul dökülmeler de görülebilir.
Bu süre içinde cilde elle müdahale etmek, güneşlenmek, solaryuma girmek, makyaj yapmak sakıncalıdır.
Dolayısıyla bu işlemin yaz aylarında uygulanması önerilmez.
Microdermabrazyon özellikle:
Sivilce ve akne izlerinin,
Mimik çizgilerinin,
Yaşlanmaya bağli cilt kırışıklıklarının
Belirli ölçüde yara, yanik ve ameliyat izlerinin,
Cilt lekelerinin,
Vücut çatlaklarının gözle görülür bir şekilde iyileşmesinde
Açık gözeneklerin sıkılaşmasında,
Gözeneklerin temizlenmesinde ve
Ölü derinin atılmasında son derece etkilidir.
Bu yöntem gözeneklerin derinlemesine temizlenmesini sağladığı için cildin oksijenle daha fazla temasa geçmesini sağlayacağı için çok daha sağlıklı ve canlı bir görünüm ortaya çıkacaktır.
Ayrıca kan dolaşımının artması da hücre yenilenmesini sağlayacağı için son derece pürüzsüz ve canlı bir cilt ortaya çıkmasını sağlayacaktır.
Bu işlem yapılırken ciltte aktif durumda sivilce ve akne olmamasına, cilt kanseri problemi olmamasına, enfeksiyon halinde bir cilt yarası olmamasına, özellikle yoğun kılcal damar ve et benlerinin üzerine uygulama yapılmamasına, göz çevresi gibi hassas bölgelerde daha hafif çalışılmasına dikkat edilmelidir.