Çocuklara çok fazla çizgi film izletmeyin
Uzman Psikolog Aslı Akkan, çizgi filmlerin çocukları olumsuz etkilediğini belirtti. Akkan, günde 3-4 saat çizgi film izleyen çocuklarda şiddete yönelme, bilişsel fonksiyonların körelmesi, gerçeklikten kopma, güvenli davranış azalması ve risk artışı şeklinde olumsuz davranışların yaşandığına dikkat çekti.
VKV Amerikan Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Uzman Psikolog Aslı Akkan, çizgi filmlerin çocuklar üzerinde yarattığı etkiler hakkında bilgi verdi. Çizgi filmlerin, çocukları eğlendirirken hayal dünyalarını da genişlettiğini hatırlatan Akkan, “Onların dünyalarında “rahatlatma” rolü kadar “öğretme” rolünü de üstlenmektedirler. Ancak tüm bu olumlu etkiler belli hususlar göze alınmadığı taktirde olumsuza çevrilebilir ve çocuğu istenilmeyen şekilde etkileyebilir.
Yapılan araştırmalar çocukların 18 aylıktan itibaren televizyondan gelen uyarana kısa süreli de olsa ilgi gösterdiğini ancak “izleyici” olarak adlandırmalarının ancak 2.5 yaşlarından sonra olduğunu göstermektedir. 2.5 yaş itibariyle çocuklar gördükleri (izledikleri) olay ve davranışları taklit etme yetisine de sahip olurlar. Bu yaş çocuklarının ilgisinin hızlı efektlerle değişen sahnelere sahip çizgi filmler olduğu göz önünde tutulduğunda, bu yapıtları “taklit” eden ve bu yapıtlardan öğrenen çocukların hayatında çizgi filmlerin önemini görürüz. 3 – 6 yaş arası çocuklar da ise bu rolün önemi daha da artar çünkü araştırmalar bu yaş grubu çocuklarının televizyon ve dolayısıyla çizgi film izlerken artık “anlam” arayışı içinde olduklarını ortaya çıkartmaktadırlar” dedi.
6 – 11 yaş grubu çocuklar içinse izledikleri programın içeriği ve programın onlar üstünde yaptığı etkilerin daha da fazlalaştığına dikkat çeken Uzman Psikolog Aslı Akkan, “Çünkü bu yaş grubu çocuklarda dikkat, odaklanma ve süreç takiplerini sağlayan bilişsel fonksiyonlar oluşmaktadır. Bu da izlenen çizgi film içeriğini, o içerikle ilgili çocukların duygulanımlarını ve bu duygulanımların hayatlarına davranış olarak aktarımının önemini vurgular. Yine bu yaş aralığında çocukların inanç ve değer sistemlerinin oturmaya başladığı düşünülecek olursa çizgi film içeriklerinin onlar üzerindeki etkileri daha da önem kazanır. 12 – 17 yaş aralığında ise mantık ve muhakeme yetileri gelişmeye başlayan çocuklar daha öncelerine göre bu program içeriklerinden daha az olumlu ve/veya olumsuz etkilenmektedirler” diye konuştu.
Uzman Psikolog Akkan, araştırmaların şiddet içerikli çizgi film izleyen çocukların diğer yaşıtlarına göre daha fazla kavga ettiklerini, daha gergin ve agresif olduklarını ortaya koyduğunu vurgulayarak, “Yine bu çocukların ebeveyn, ve büyükleriyle ilişkilerinde daha gergin, sabırsız ve asi oldukları ortaya çıkmıştır. Şiddet içeren çizgi filmlerin bu programları izleyen çocuklar üstünde 3 ana etkisi olduğu saptanmıştır. Bunlar: a) bu çocukların “diğerlerinin” acı ve üzüntülerine daha az hassas olması, b) bu çocukların gerçek hayatta çevrelerindeki şiddet unsurlarından gerektiği kadar hatta hiç rahatsız olmamaları, ve c) daha önceki araştırmanın da işaret ettiği gibi bu çocukların çevrelerine karşı agresif ve şiddet dolu davranışlarda bulunmada diğerlerine göre daha yatkın olduklarıdır” dedi.
Çizgi filmlerin çocuklarda bilişsel fonksiyonları körelttiğini anlatan Akkan, “2004 yılında yapılan bir araştırma günde ortalama 3 – 4 saat televizyon ve dolayısıyla çizgi film izleyen çocukların dikkat eksikliği ve hiperaktivite rahatsızlığı geliştirme olasılıklarının diğerlerine göre yüzde 30 ile yüzde 40 daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır. Bazı çalışmalar ise fazla izlenen televizyon ve özellikle çok aksiyon dolu çizgi filmlerin çocuklarda epileptik nöbetlere yol açabileceğini iddia etseler de bu kanıtlanmış bir olgu değildir.
Yapılan araştırmalar eğer dikkat edilmez ve engel olunmaya çalışılmaz ise izlenen çizgi film karakterlerinin her geçen gün çocuğun dünyasına yerleşmeye başlayacaklarına ve çocuğu gerçeklikten koparıp ciddi adaptasyon sorunu yaşatacağına işaret etmektedir. Öyle ki çok çizgi film izleyen ve o karakterlerle özdeşleşen çocukların sosyal ilişki kurmada zorlandıkları ve yalnız olmayı seçtikleri görülmüştür. Özellikle 12 yaş öncesinde ve muhakeme yetisi henüz gelişmemiş çocuklar gerçekle “hayal ürünü” arasındaki belirlemeyi yapmakta zorlanıp(hatta yapamayıp) ciddi güvenlik sorunları yaşayabilirler. Çizgi filmlerin içeriğinde olan uçma, kaçma davranışlarının gerçek hayatta da olabileceğini varsayıp bunları deneyebilir ve sağlıklarını riske atabilirler” açıklamasında bulundu.
Uzman Psikolog Aslı Akkan, çizgi filmlerin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için ebeveynlere çok iş düştüğünü hatırlatarak, “Çocuklarının izledikleri televizyon ve çizgi film saatlerini kontrol altında tutup belli bir program dahilinde yapabilirler. Çocuklarının izledikleri çizgi filmleri belli aralıklarla onlarla izleyebilir ve içerikleri hakkında birkaç cümlelik de olsa yorumlar yapıp tartışabilirler. Çok şiddet ve öfke içeren çizgi filmlerin izlenmesini engelleyebilirler. Farklı hobi ve uğraşlara yönlendirmeli ve televizyonu (ya da çizgi filmleri) çocuklarının hayatlarının odak noktası olmasını engelleyebilirler” şeklinde konuştu.