Reflü mide içeriğinin aniden kısa bir süre için yemek borusuna doğru hareketidir. Yenidoğan bebeklerde çok sık olan bu durum “taşma kusması” olarak adlandırılır. Reflünün genellikle hayatın ilk yılı içinde fizyolojik olduğu kabul edilir. Bebek oturmaya ve yürümeye başlayınca görülme sıklığı da azalır. İki yaşına kadar yüzde 80’den fazlası kendiliğinden geçer.
REFLÜNÜN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Reflü hastalığında, reflü normalden daha sık ve uzun süreli olur. Yemek borusuna doğru hareket eden mide içeriğinin miktarı daha fazladır. Beraberinde, asitli mide içeriğinin yarattığı diğer sorunlar vardır. Bu sorunlar arasında sıklıkla karşılaşılanlar kansızlık, uzun süren öksürük, inatçı kusma, ses kısıklığı ve astım benzeri nöbetlerdir. Kusan bebek/çocuk, bir süre sonra yeterli kilo almamaya başlar. Boyu daha yavaş uzar. Sonuçta büyüme geriliği ortaya çıkar.
Bebeklerde beslenme güçlükleri, kusma ve yutma güçlüğü, büyüme geriliği, sık görülen reflü belirtileridir. Bebeklerde aşırı huzursuzluğa neden olabilir. Daha büyük çocuklarda tipik reflü belirtileri mide yanması, bulantı, kusma, yutma güçlüğü ve ağızda asit tadıdır. Bu nedenle çocuk, yemek yemeğe karşı isteksizlik gösterir. Belirtilerin yemekten sonra ortaya çıktığını veya arttığını fark eden çocukta yemek yemeğe karşı isteksizlik gelişir.
Midedeki asit içerik, reflü nedeniyle burun boşluğu, geniz ve akciğerlere ulaşabilir. Bu durumda da tekrarlayan öksürük, hışıltı, hırıltı, astım bulgularında kötüleşme ve tekrarlayan zatürre gelişebilir. Çocuklardaki uzun süreli öksürüklerin reflüye bağlı olma olasılığı yüzde 15’tir. Özellikle gece artış gösteren öksürüklerde reflüden şüphelenilmesi gerekir. Ayrıca reflüye bağlı belirtiler arasında sık sık geniz temizleme ve boğazda takılma hissi sayılabilir. Tekrarlayan sinüzit ve larenjit için de çocuk risk altındadır. Uzun süreli boğaz ağrısı ve seste kalınlaşma ve çatallaşma da görülebilir.
TANI VETEDAVİDE NASIL BİR YOL İZLENİR?
Teşhisinde en güvenilen araştırma yöntemi, 24 saat boyunca, yemek borusunun alt ucunda asiditenin ölçülmesidir. Hastaya burnundan çok ince ve özel bir katater yutturulur. Bu kataterin alt ucunda birbirinden 10-20 cm. uzaklıkta iki adet asit algılayıcısı bulunur. Alt ucundaki midenin asitini kaydederken, diğeri yemek borusunun alt ucunda bu değerleri kaydeder. Bu kataterin bağlı bulunduğu kaydedici üzerindeki butonlara basılarak kayıt sırasında çocuğun yattığı, kalktığı, yemek yediği anlar belirlenir. Özel bir yazılım ile bu değerler bilgisayara aktarılır ve değerlendirilir. Belirli koşullarda tedavi tıbbi olarak ilaçla sürdürülürken, bazı durumlarda cerrahi müdahale söz konusu olabilir.
REFLÜLÜ BEBEKLERİN BESLENMESİ…
Reflüsü olduğundan şüphe edilen bebeklerin beslenmesinde dikkat edilecek nokta, kusmalar nedeniyle bebeğin normal koşullarda beslenmesini sürdürememesidir. Bu nedenle bebek çok yakından takip edilmeli düzenli olarak kilo artışı izlenmelidir. Ayrıca bebeklerin az miktarda sık sık beslenmesi söz konusu olabilir. Her beslenmeden sonra gazının çıkarılması da ihmal edilmemelidir. Eğer reflü çok sık oluyor ve bebek çok kusuyor ise, beslenmede değişik ürünlerin de kullanılması söz konusu olabilir. Bu durum bir hekim tarafından değerlendirilmelidir.
Başın ve yatağın yükseltilmesi, verilen besinin koyulaştırılması tedavide yardımcıdır. Pasif sigara içimi de reflüyü arttırır. Bu nedenle çocuklar pasif sigara içiminden korunmalıdır. Diyetin protein içeriğinin yüksek olması ve yağ oranını düşük olmasına dikkat edilmelidir. Reflüyü arttıran besinlerden, kola, çikolata, soğan, nane, turunçgillerden kaçınılmalıdır.
Anneler özellikle beslenmesini desteklemek veya sabaha kadar bebekleri uyusun diye yatmadan önce ve uykuda bebeği/çocuğu beslemeyi tercih ederler. Ancak bu uygulama, reflüye zemin hazırlar. Bu nedenle tercih edilmemelidir. Özellikle de reflüsü olan çocuk son öğününden iki saat sonra yatırılmalıdır.